o uyku bozgununda
sabah henüz kirlenmemişken
ufukta beliren şu şeylerdeki giz
belki de siz denilen kitle
uzadıkça çoğalan tinsiz mefkure
palaları savura...
orada değilim,
pencereden sarkan çiçeğin gölgesi uzak bana,
sevilmek...
sevmek...
işlemeli perdelerin renkleri ışığı soldurmakta
vakit belki de akşam
o...
beni kendine çeken yerin ağırlığı
ama gök uçuşan bir kelebeğe dar bugünlerde
şu toplanan kalabalığa bakın
incinen kalbimden kederler serpilmekte üzerlerin...
bir kesinti
süreğen yapılardaki zamanın intiharı
her şey bir başka şeye muhtaç
herkes bir başkasına
öyle uzaklaşmalıyım ki
tüm merkezler birer taşraya d...
irkilerek beyaz dumandan
uyandım
ne ki sisler çarpmaz insana, geçiverir içinden
bu düş hangi gerçekliğin açıklayıcısı olabilir
ya da
gizleyeni
halbuki ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok