Ağzımda yine esaretin o paslı tadı…
Üzerimde insan doğmanın külçe ağırlığı…
Ben yalnızlıktan adımı unuttum bugün.
Bilmem hatırlayan çıkar mı?
Artık kendi...
Bazen sevmiyorum kuşları,
Çoğu zaman uçmuyorum onlarla…
Bam telime konuyorlar bazı bazı;
Hiç haz etmiyorum.
Uçuşuyorlar fütursuzca deryaya, göğe…
Kıskan...
Gözlerimde bir okyanus can verdi.
Ben böyle ölmek görmedim.
Üstelik nefesim bile kesilmedi.
Şöyle uzaktan bir dokundum cehenneme;
Ben böyle yanmak görmed...
Biz seninle çok güzel iki renktik sevgilim!
Ama denk değildik.
İşte bu yüzden ben hikayenin burasında solmak zorundayım.
Rengin rengime karışmadan,
Tenim...
Aynı şarkı değildik biz.
Ahenkle dans edemezdik.
Ben senin ayaklarına basardım hep;
Eğer ki deneseydik...
Benim için artık dönmeyen bir dünya bu.
Yorgun, sersem, soluk…
Benim için artık doğmayan bir güneş bu.
Sönük, bitik, soğuk…
Benim için artık gülmeyen bir...
Katlanamayacağım yerlerdesin şimdi.
Kanatlarımın yorgun düşeceği kadar uzaklarda…
Binsem yıldızın birine; Dokunamayacağım kadar yükseklerdesin.
Öldün diye...
O göğe dokunmak imkansız artık.
Ellerim ayaklarım çoktan yerin dibine battı.
Ve ben; Zaten hiçbir zaman bulutları okşayacak kadar yükseklere uçamadım.
Ben...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok