
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mi hiç?
Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini ...
İnsan ırkının bir üyesi olduğunuz için şiir okursunuz, insan ırkı da tutku doludur! Tıp, hukuk, bankacılık -bunlar hayatı sürdürmek için gereklidir. Peki ya ...
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar is...
Yıldızlara dokunmak gibidir şimdi sevmek,
Göz alıcı parlak, ama bir o kadar uzak.
Derin bir okyanusta kaybolmaktır şimdi sevilmek,
Su gibi pak ama bir o k...
Ne gezerim gözü yaşlı bu yerde
Garip gibi söz söylerim, kim dinler?
Benim gibi bir zalimi kim sever?
Söyle İstanbul
Kardeş olmak birbirine benzemek değil; birlik olmak, beraber olmak, aynı şeylere üzülüp aynı şeylere gülmektir, biri yere düştüğünde onun koluna girip kaldır...
üç kere üç dokuz eder
bilirsin
birin karesi birdir
kare kökü de
bilirsin
"mutlu aşk yoktur"
bilirsin
ama baharda ya da dışarda
sonsuz göğün altında
...
"Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü g...
Hayattaki en büyük şanssızlığım belki de ufak tefek sebeplerden mutlu olabilmek, zira küçücük bir nedenden yerle yeksan olabilmek gibi bir yan etkisi var bu ...
"Bu sabah hava berrak;
Bu sabah her şey billurdan gibi.
Gök masmavi bu sabah,
Güzel şeyler düşünelim diye.
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,
Bulutlara hayreti...
Şiire başlamadan hemen önce okunacak ve sayfanın sağ üst köşesinde eğik şekilde bulunacak alıntı. Aşağıdadır.
(Bir şey anlatmasına gerek yoktur. Şiir henüz...
Biçimini kaybetmiş fikir ve duyguları,
Siyah ve silik bir suretle,
Çarpık cümleler ile resmedebilirim ancak.
Boşalmış enfes haznelerin,
Dibinde kalmış, k...
Gamlandım mı, güçsüzleştim mi, bilmediğim kuytu kenarlarda huzursuzca duruyorum. Durmak, şu anlık yaptığım en sesli eylem. Yastığa kafamı koyduğumda geçmiş h...
20.03.2023 Pazartesi 15:01:50
Bugün olanları nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum. O sevdiğim; insanları üzmekten korkan kadın yoktu diğer tarafta, karşısında...
En son ne zaman içinden geldiği gibi davranarak sonlandırdın bir günü? Saat kaçı gösteriyordu birisine gerçekten güvendiğinde? Hava güneşli miydi mesela, yok...
kanımı tenine bulayıp, ağlamak istiyorum.
anlatmak
anlatabilmek, sözlerimi tek seferde ağzımdan çıkarmak.
gündüzleri uyuyor geceleri sayıklıyorum.
yaşama...
Adımlarını hızlandırıyor, koşmak uzun. Sabah yürüyüşleri uzun ve akşama kadar da uzanıyor, topukları vuruyor kıyılara, eve gitmeyecek. Şimdi olmaz, öyle düşü...
Yıl 1969. Ataol Behramoğlu Malazgirt'te sürgün. İsmet Özel ise Muş'ta askerlik görevini yapıyor.
Bu sıralarda Ataol Behramoğlu "Yıkılma sakın" adlı bir şii...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok