Sıdıka Kıpcak
@sdkakipcak
O kızı üzme, o kız hâlâ dünyada iyiliğin var olduğuna inanıyor.
Yazmasaydım delirmiştim, sırtımda nefes alan bıçaklar.
İçimde kırk lisan bilen kıvrılıp yatan insanlar.
Başımda uykumu gözetleyen akbabalar
Ve hepsi öteki...
Bozkırın sevdaları hayli güç olur, ayrılıkları sessiz.
Hasbihali fısıltılı, gülüşleri sinsi...
Kuşlar yeryüzüne inmez, semada ise esir.
Binbir tane tanrı ...
Bir çocuk tanıdım.
Prangalanmış kalbi,
Kaderden ileriye gidememiş geçmişi,
Yedi yerinden terk etmiş bir şehri.
Bıraksalar terk ettiği yerde kalmazdı belk...
Ölümün sarsıntısı ya da yaşamın sancısı,
Azelya kokulu çiçeklerin kaktüsten toprağı,
Arasan da bulamayacağın o çocukluk yaşları,
Kan kaybeden masumiyetini...
Tarumar edilmiş, yıkık dökük, cılız, bedbaht birkaç cümle
Sonsuza kadar suskunluğun sandığına kapatılmış,
Açılsa da anlaşılmayacak,
Bozulmayacak şanlı bir...
Biz hep biraz yalnızız aslında.
Aşığız, müptelayız yalnızlığa.
Bir ayağımız yalnızlıkta.
Açılan her kapının yüzümüze vurulacağı günü bekleriz.
Sırtımızı ...
Sen her gece benden bir adım daha giderken ve ben her gece o bir gecede ölürken, masumiyetime bir bıçak daha saplıyorum. Çünkü sen beni masumiyetimden vurdun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok