I
incir ağaçlarının altında sevgililer
asfalt üstünde çocuklar
çağrılana dek makina direklerine
çarklara ve istihkamlara
işleyecekler sevgiyi
II
yıldı...
şu ben
şu yumuşacık karnın
elim yüzüm kan içinde
gözlerim kuru
kurşun gibi ağır ellerim
dudaklarım ve duvar saati
ne çok şey var duvarlarımda
açıklamı...
mümkün mü unutmak
yorgun atlarla gelip
kıtaları aşıp göğsüme saçlarını kattığını
sen şimdi kendine ait sandığın bir mutluluğun pençesindesin
ben ise sana...
I
boğuk bir şiir gibi sıkılganım
güz vakti açık pencereler kadar ümitli.
bilmem ki acaba
el ele tutuşmanın verdiği bir hazzı
hangi lokmada bulabilir ins...
sıcacık bir his var içimde
yağan şu yağmura rağmen
sanki yeni bir renk öğrenmişim
içimde öyle bir heyecan var
işim gücüm var sanki
karnım tok
parmaklar...
ama -ivo-
insan ne olursa olsun
bir sebep bulmak için çırpınıyor
çaresi yok şu yaşamak belasının
bir çiçek görüyorsun
içinde yeniden uyanıyor her şey
k...
ne kadar basitti
birbirimize bir merhaba uzatacaktık
elini göğe uzatır gibi
tutar gibi bir bulutu
ama o kadar imkansız
o kadar uzak...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok