Evet, evet her yanım klişe..
Her yanım bok, püsür...
Şiir falan da değil bu, düpedüz özür!
Evvala kendimden, sonra küçükken kaçırdığım o mavi muhabbet kuş...
Ne alaka dense de Zeynep Bastık dinlerken kafam allak bullak oldu. Neden her olgu, her kişi, her sanat eseri bozulmaya mağruz kalıyor, biz bunu doğanın bir g...
Sevgilim,
Sana öyle hasretim ki... Ellerim titriyor: Biraz aşktan biraz yalnızlıktan biraz da yazmayı unuttuğumdan. Kaç yıl olmuş elime kalem almayalı.. O b...
Çünkü sarhoştum ve
bitmek üzereydi mataramdaki su
En az beş milimetre kalınlığında
cebimdeki rakun ısrarcı, itaatkar
Hastalık dediğin biraz serum sancısı...
Adam su bardağını inceliyordu mutfakta, ama zihninden geçenlerin ne suyla ne de bu suyun geldiği kaynakla ilgisi vardı. Sadece bu içini sıkan ve midesinden b...
Biraz yazabileyim diye kaçmıştım, ev kalabalıktı, kötü kahve, plastik kaşık, metal kaşık isteyebilirdin, çekingen davrandın, şu antilop çekingenliğin, kahve ...
Gece oldu yine
Dışarda ölüm
İçerisi geveze
Bu kez başka bir karanlık
Ay bile utanır ışıltısına
Bir ağıt yaktı kadın
Başını yaslayamadığı o omuza
Duyur...
Kimliğimle sarmaş dolaş, özgürlüğe uzanıyorum, sessiz fısıltılar arasında.
Labirentlerde kayboldum, özlemler ve kabullenme arasında bir denge,
Kendi sesimi...
Yine ben...
Aslında ne çok konusanım ne de şımarık,
Kendine alıştırdıktan sonra neden çok konuşan benim, neden beni şımartmayı seven senken, ukala şımarık...
geçmişin okuyla geldim sana,
yaydan çıkmış ok nasıl olurdu ?
ben söylemiştim.
acımasız.
acımasız ve sonsuz suskunlukla kilitli.
göğsümde ebedi bir yılgı...
seni sen yapan, sendeki senin "sen" olmasıdır yalnızca..
başka sen var mıdır mesela?
aynı gözlerde,
aynı özende,
farklı bir sen?
Sokak lambalarından yağmuru izliyorum.
Onun gibi ıslatmıyorum ama ondan fazla ağlıyorum.
Sancımdan kamburum.
bu gece gözlerinin göğünden
şiirime yıldız yağıyor
kâğıtların beyaz sessizliğinde
kıvılcım ekiyor pençelerim
sıtmalı, divane şiirim
arzuların...
Bileğimi büken zamâna dargındım.
Barıştım akrep ve yelkovanla, kucaklaştım.
Yolları çiziyorum bazen, unutmamak için.
Çünkü hafızam, yorgun argın yürümekte...
kristal huzurla bekleyen
sulu mağaranın derininde,
kendini saklayan sır;
zamansız ipliklerden örgü
bir düşsel gözg...
[Bahçemizdeki kara taşın hizasında, bir zamanlar dalında salıncak, bizim kesmeyip ellerin kıydığı dut ağacımızdan beş adım doğuya gömdüğüm şiir defterimin ar...
Adına şiirler yazdığını bilmiyor mu
diyorlar, biliyor mu? Biliyordur herhalde..
Mayıs ortası bir yağmur alıyor şehri
Durakta değil yaşların ortasında bekl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok