bu ağırlıkla yerim yurdum yokmuşçasına yürüyorum.
bu ağırlıkla, yersiz yurtsuzlaşacakmışçasına
yürüdüğüm, bir yokuş haritası;
göğsümden çıkıp gitmeye.
a...
o gece evim yanmıştı
aynada sakin bir telaş, duvarda yokluğun
şimdi üzülmenin hiçbir anlamı yok affedilmenin, öldürülmenin, beklemenin
yalnızlığı bu kadar...
kendi hayallerimin içinde dolaşıyorum saatlerce
şehirlere karışmayı seçen insanlar konuşmuyor benimle
hançerlenmiş sırtlar konuşuyor sadece
tutulmamışlık ...
yaşadığım sürece
toprağının kokusundan kuşlar hayat bulacak
kat kat giyinip saklasalar bile göğü
uçmak denilecek adına
uçmak bir masumiyet, bir teslimi...
Cehennemin kapılarını kapatmak ne manaya gelir?
Bunu bana küçük bir çocuk soruyor. 8 yaşında. Ülkedeki seçim halet-i ruhiyesinden travmatize olan küçük bir...
M’nin yüzü hakkında düşünüyorum. Sürekli. Sürekli.
Kundera insan yüzleri için şuna benzer şeyler diyor:
“Yüz, insan türü için bir seri numarası gibidir, bi...
Hayât, neşeden sızan keder...
İnsân güler, insân ağlar.
Güldüğünde gözlerinde rengârenk çiçekler açar.
Ağladığında yüzünü kızgın sularla yıkar.
Ve kırık...
Hangi renge boyayacaksın rûhundaki akları?
Öyle rengârenksin ki seçemiyorum gözlerini.
Hayâllerin kırılınca siyâha boyanmış ellerin.
Umutların tükenince g...
"Alma benden bu iyiliği, memnunum şikayetçi olmaktan."
Beni sev, bana sevdiğini bildir
Öyle bir kaldım ki gidenlerin ardında
Koyduğun çıplaklıklar, zaman ...
Şimdiden seni biliyorum
sen rüzgarlı yüz, sen bin ışık
başkası olamayacak bir karşılık gibi yanımda
Düşünme, bilelim ki yavaşlarsak görebiliriz
Aynı kalm...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok