Menekşenin moruydu gövdemizi ısıtan
Sizin kucağınız pas içinde olmalı
Çarmıhı kadar isadır isa.
Kamburu kadar insandır insan
Ve siz kaç kulaçla doğdunuz...
göle bakalım
ıhlamur kokulu sapancanın
kestane dağlarına
yeşiline mavisine turuncusuna
hızla geçen bir trenden
kışın beyazına kar kar
düşen yol kenar...
Yürekte kıvranan sancılar, yürüyünce hafifler mi?
Şu kapıyı çalmayan inatçı neşe, bir gün yüze güler mi?
Giden trenin ardından baktığın her ân, tüketiyor z...
Haritalar her şeyi göstermez
Hep eksik bilgi verir
İtiraflar, gözyaşları, ayrılıklar, acılar yoktur
Aşklar, öpüşler, sarılmalar, kahkahalar yoktur
Harita...
Kadın dedi adama:
-Gülmek yakışıyor sana..
Adam güldü kadına,
gülüşündeki acıyı gizlercesine.
Büyüyordu kalbi adamın,
Yitiyordu,
Yittikçe büyüyordu...
Yersiz hissediyorum
Yalnız hissediyorum
Iyi hissetmiyorum kendimi
Yerimde bile rahat değilim
Sevgisiz hissediyorum
Sanki hiç kimse sevmemiş beni
...
Benden olmaz
Bence benden hiç güzel olmaz
Papatya sevmem
Herkesle inatlaşırım
Sınırlarım dikenlidir
Ve biraz da bencilimdir
Bence bu yüzden benden olm...
Nabi’nin sözlerini duyuyorum içimde.
-‘Bende yok sabrı sükun sende vefadan zerre.’
…
Ben bu minareye her yükselişimde
Bir bayram sabahına yakın özlemim...
Bu gece bir çeyrek asır devirdim, cebimde bir düzine hüzün eve geldim.
Senin bir tebessümünü haykırdım,
Ve bir sokak lambasının altında boynum büküldü.
Y...
Saplansa göğsüme şu tîr-i müjgân sînemi yaralar, kan akmış olmasaydı göğsümü parçalayanın sen olduğunu bilmezdim.
Benim gönlüm hiç alınmadı
Ve hiç bu sokakta bir bahar çarpışması yaşamadım
Sızıntılarım ince uzun bir yol oldu
Benim sana hiç nazım geçmedi
Senin gözün b...
Bulabilirsek kendimizi,
Leyleklere eşlik edebilirsek,
İlk biz çiçek açabilirsek,
Yola düşen ilk yağmur damlası olabilirsek,
İşte o zaman yönümüz ev,
Yol...
kaybedecek ne kaldı
nefesimi bile kaybettim
değişmez dediğim ne varsa değişti
gitmez dediğim kim varsa gitti
sahi kaybedeceğim ne kaldı ki
herşeyini...
Umut ikilemi, bahar mevsimi.
Sonsuzu arayan insan,
Anlamsızlıktaki anlam.
Beklentilerde biriken bıkkınlık.
Günün aydınlanan rengi
Sevgisiz kalmış yürekt...
Sen henüz üç yaşında koca bir yavruydun
Hangi derdinin hamuruyla yoğuruldun
Bazen susar bazen ağlamaklı olurdun
Şimdi başını almış nereye kayboldun
upuzun bir yol olsa
epeyce kalabalık
fikrimce yalnızlık
biraz senin sesin olsa
yorgunluğumuzu yola döksek
o yolu hiç bitiremesek.
Ben yer altından yükseleceğim
Sen gökyüzünden ineceksin
Ufukta buluşacaksak saati sen seç
Bir dağın yamacında buluşacaksak
Saat çimlere çiy düştüğü an ol...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok