Nazım

Penceremde suç yuvası sokaklar,

Retinamda bin suçlunun parmak izi

Dar gelen örme kazakları düşlüyorum.

Kesik baş, göçük altında habersiz kıyım

Büyüklerin...

Ölümün meyhanesinde vardiya değişimi

bekçilerin alışmışlığıyla, balbalların esirgemez bakışlarıyla yapılır

Durgun don çözülür, bir türkü salınır boğazdan a...

Elimde yılların arşivi varmış gibi

cilt cilt, an an

ibretlik, bedbaht bir öğüt veren

parmağım adım adım üzerinde yaşamımın.

Kör topal oğlan

görmez işitm...

Gözlerin açıldığında öncesi olmayan, boş bir sayfaya başlamış, zihninde şimdiye dair hiçbir algı ve düşünce olmayan bir mahluktun. Konuşmadan, yalnızca gözle...

Ortasında doğmuş ömrümün

anadan üryan, ezeli bir amaca.

Habersiz ve cahil, bir sabaha

elimde bir notla uyanmışken,

dilsiz bahçıvan şahittir

olan biten b...

Avareliğin kalkanı

kalkınca üzerinden

kuytu bir şehircik köşesinde

ve yahut dinmez bir gürültü, peşinde.

Özgürken

ve boynunda tasman varken

bahşedilen ...

Bilmezdi dışarıyı

bir başka sokağı, duvarı, meydanı.

Ölü bir gözün ardında yalnızlık

odamdaki lamba

camdaki böcek

güneş ve ay.

Devasa bedeni,

yarattığ...

Senelerce gördüm ve geçirdim

doğdum üç kere

sevdim üçünde de bir kadın

önlüğünün altında,

yüksekteki tahtında

ve bahçende yanımda.

Bilmiş ve çaresiz

i...

Razısın, zorundasın

durdu sandığın zaman

bitmez diyen dilin

görmez denilen gözler,

ben ve ayna.

Bildim ve öğrendim

ne su keser akmayı

ne güneş odamda,...

“Büyük küçük, insan doğasında çeşitli biçimlerde kendini gösteren hatırı sayılır bir zalimlik öğesi vardır. Okulda oğlanlar yeni gelen bir öğrenciye ya da el...