Kabuslarımla demlenir dağlarını tırmaladığım hayat,
Uçlarında süzüldüğüm gerdanlı halatmışçasına.
Ve ruhum kıvranır hep hoyratça şeritsiz kasette,
Bıkmada...
Kavrulur varoluşun yardakçıların ellerinde
Sefer taslarında taşırlar onlar ruhlarını
namluların tozla doldu kardeşim,
Barut kıvranıyor fırlamak için pençe...
Esenlikler çiseler hudut köylerinde,
Bağlar viranlaşır her gevezeliğinde,
Yakut gürülder hararetli ocaklarında,
Sağılırken üzengiler kemikleşmiş kulübeler...
Çöl geceleri gebelenir zelzelelerle tarifeli zihnime,
Buket kurutulur yavanlığıyla kulelerden taşlar yuvarlanırken,
Bir sis hengamesi sessizleşir bileylen...
Dağlanır kavrulan direklerde yürüyen yüzü hilafetin mirasçısı meyan.
Şubat şurubunla savruldu ciltlenmiş ruhların üzerlerine kesif kefen.
Peyzajlanır ibrik...
Tiryaki denizcinin gözlerinde kanlı sular,
Tumturaklı güvertenin zemini ipekten yatak,
Kömürlü bir sandığın buharıyla ısınır altın leylek,
Yüzüverir şanıy...
Dibekli havanların kül tablası sürünür çimlerin ekinleriyle,
Gebelenir tan yürürken ufuktan o kitabi gavurluğuyla.
balçıklı tavukların gıdılarına yapışır t...
Yevmiyeli bir ruhun cüssesi cübbenin inat ellerinde,
küheylan butikçiler şimendiferi fazla horuldatıyor.
ütülü tütünlerin hazmında siyasileşmiş küller devr...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok