tanrım havva'nın dudakları
ne mükemmel! parlıyor
ayaklarımda parklar büyütüyor
topuklarımda yanlışlar
küflerimden kurtuluyorum
ve göğe tükürüyor kurnaz...
şimdi ne hakkında
bin tekrarla konuşmamız
gerekir ya da şirke
tanrı koşsam utanmadan
patlar mı göğüs kafesim
bu sokakları kaç defa
arşınlamam lazım gel...
zaman ya! senin için
geçse de durur
diğerlerinin kadranında
tertemiz gök kubben
boyanır kandan şaraplarla
tam kavrayacak ya da
kıvrandıracak iken gündü...
yüzük eskisi gibi
durmuyor serçe parmağımda
kalbim o kadar da mühim
bir şey var kadar çarpmıyor
aynı kentte sahil şeridi
boyunca düşlüyor
ve düşünüyoru...
ne kadar acıyorsa aklın
ya da ne hissediyorsan
dünden ayrık
ne kadar gerginse kasların
ve ellerin büyüdüyse de
olduğundan, ben kesin
olduğu kadar da ke...
bugün tekrar anladım
neden cenk ettiğimi onlarla
hangi sebepten yumruklarımı
gevşek tutmadığımı
çünkü her diş bir cam
kadar hak eder kırılmayı
her kula...
bugün kusurluyum
ve "al," yerine "ver,"
kadar paylaşımcı, fakat
sen ara verme
dirseklerimi kanatmaya
çünkü diğer türlüsü
yobaz bir türkü olur
-ahlakım...
geçen gece aynı
yatakta belki binlerce
kilometre uzaktaki
caddelerde uyanık düştük
ellerimize alev çiçekleri
ekti beyaz kanlı çocuklar
yine aynı çocukl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok