Saydam perdeden ışık çatlayarak girdi. Kehribar sarısı ışık alt tonlarıyla iç içe girmişti, senin vadetmediğini gösteriyordu. Bu cam kim bilir hangi vakit kı...
Küçük kulübesini havalandırdı. Kışlıklarını dolaptan çıkardı. Büyük valizini gardırobunun üstüne koydu. Ocakta fokurdayan yemeğinin tadını kontrol etti ve bi...
İçimdeki tavuğu gizleyemiyorum. O benden daha iri ve daha fazla tüyü var. Ayakları pençe gibi, rahmime batıyor. Canı biraz solucan çektiğinde soluk boruma ga...
Her girdiği deliği kabaca yontarak açan arsız ve kredilerini tüketmiş kıllı bir su samuru olağandışı mı, tüm köklerinin bir traktörün açacağı kraterden az ka...
Birkaç adım daha atınca beyazlığın sonuna geldim. Kendinden doğma bir meraktı. Aşağı insem olmaz diye düşündüm, bir sonraki adımımı yalvarışlar, küfürler ve ...
Sanırım zaman kayıp. Bir ip cambazı kadar dakik ve fazla, ses ve beden değiştirdi, yürek ve soğuk atlattı, bir maymunun kabarık kürkünde ölü bitleri sayarken...
Bir çorap giydim ayağıma. Ayağım iki yüzlü ve paranoyaktı. Bana eşi olmayan bir çorabın beş para etmeyeceğini söyledi. Onu duymamak için kulaklıklarımı taktı...
Ağzındaki sert çıkıntıları çıkarıp kenara koydu. Ablasına işaret etti ve steril su temini sağlanmasını rica etti. Ablası öfleyerek ayağa kalktı ve mutfağa yo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok