Bu öykü Morpheus'un saçma düşlerinden fırlamış karakteri ve @üçüncü'nün alaycı hayaliyle bütünleşip ortaya çıkmıştır.
Ağaca tırmandı, ince dalları arkasınd...
Büromda oturup sigara üstüne sigara, şarap zıkkımlanıyordum. Pencereden dışarı bakmak bile içimden gelmiyordu. Öğlendi ama kara bulutlar güneşi haraca kesmiş...
Artık saçlarım yoktu. Aynada dazlak duran ben, burnum yamuk, suratımda sivilceler, sıradan kahverengi gözlerimde boşluğun kokusu. Dazlaktım.
Annem saçımı k...
Odalar hep değişir. Isınamaz, sıcak tutmaz ruhunu, parmakların buz parçaları gibi kırgın, narin. Kalem tuttuğun eller, biraz yabancılık, biraz da başka şeyle...
Kocaman dağlar sıra sıra dizilmiş, bulutlar parlıyor. Güneş utangaç, gölgelerin efendisi. Karlı etekler, don tutmuş yer, kaygan ruh. Çalı çırpı otlar sakinli...
Ebatları mevsimin, her kuytu kutuya yazılıyor damgalı damgasız. İstif istif resim, istif istif zaman. Mayası ekşi, yaşlı, adı var. Adı bahçe gibi, bahçe deği...
Oğuz sigarasından son fit çekti. Yerde bulmuştu, buruş buruş, ciğerlerine dolan korkusuna bir duman. İnce parmaklarından fırladı, çamurlu ayakkabısının altın...
Bazı şeyler yuvalanıp pörsüyor sessizce. Çocuk böyle düşündü. Hava kararmış, gökyüzünde solan bulutlar öfkeli, dünyanın üstünden geçip giden tren.
Ağaç ev ...
Sen uyurken fark ettim zamanın akmadığını...
Sen uyurken anladım bir cırcır böceğinin neden yorulmaksızın bağırdığını..
Geceyi anlamlandıran bir şiir dizes...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok