Çıkamadığım, çıkılamayan, çıkılmaz bir notasal makamın yedi evresinde zehrin seyri
Göz altlarında koyu mavi istinat duvarları, toprak devrik, gözyaşların de...
kent, asfaltında kabuk atmış
ve dize getiriyor, kavruk sapanla
“şimdi”nin kara pedalı dönmeye teşne
çiğ bir yeşil akıyor, lime lime yuvarlaklar,
zarf çar...
Ilıman bir iklim kuşağı sesin, yaz akşamı omuzlarımdan kayan şifon bir kaçış tehditi, sabah kahvaltısının son sigarasında demini yitiren çay bardağı.
Omuzla...
on iki sandalyeli bir masayla, masanın gençliğinden konuşuyorduk.
on bir sandalye ve iki intihar büyütmüş balkon pür dikkat beni dinliyorlardı.
zamanın m...
Öksüzlüğü gıcırdayan kar topu, topuklarının üzerinde kulvar. Durmadan kapalı, kurmadan yapılı, çek-bırak dönmez sana.
Öksürüğü gıdıklayan yutak tüyü, kopuk ...
Ensiz dairesel bir rutin içerisinde ve dilimsiz bir ıssızlık ıslığı eşiğinde ıslak kelime örgüsüne bir balya benden. Muhafaza edemedim uyluk kemiğimin metabo...
Saç telimden avuç içleri akıyor. Bir tuzak gururu peşinatı. Vade farkına dört taksi. Üçü, tıka basa dolu; dördüncü boş. Kanıtlanmayan pürüz. Kabalığın kabaha...
Eşsiz bir dönüm noktası daha merkezin r yarıçaplı kasvetinde; koordinatı, koordinasyonunun karesi kadar ama çember.
Çay bardakları, bisküvi tenekesi, dört n...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok