yazıp sildiğim kuşlar
hiç yazmadan sildiğim kuşlar
gündüz doğarken yapraklar dallar ve danslar
bakışlarımın kıyısında kurumakta olan tuzlu sularda haşir b...
zamanın mührü çalınmış
hiç hissettirmeden
havayı titreten nasırlı bir tutam el
ve gözlerde yumrulanmış perdeler
böylelikle kayboldu akacak yollar
böylel...
Penceremin puslu camından kendimi görüyorum.
Kendimin ardında daha derin acıları...
Paslı tren raylarının üzerinden acımasızca geçen
Trenin yükünü taşıyor...
Hep bir şiirin ortası gibi başlangıçlarım
Hayal kırıklığın olursam yani
Bil ki baştan çatlaktım
Salt bir gerçeklikte öpüşelim seninle
Romantizme kaçma...
“televizyonda hırslı çocuklar,
bırakınız koşsunlar; zincir yettiği kadar.”
toplanın, ayin başlıyor.
ışıkları kapatın ve
son model telefonunuzdan
müzik ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok