Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Genç adam, satranç tahtasının başında derin bir nefese odaklanmıştı. Beyaz taşları siyah taşlara karşı yönlendirirken, her hamlede kendisiyle savaşır gibiydi...
Söğütlüçeşme'nin yanı, Fenerbahçe Stadı'nın tam dibinde ama onun sırtını döndüğü bir köşe. Eski günleri hatırlatan, ama biraz yorgun bir tezgâhın başında otu...
Kumbaracı Yokuşu’nun kendine has bir havası vardır. Tam bir geçiş noktası; yukarıda Galatasaray Lisesi’nin tarihi taş duvarları, aşağıda İstiklal’in gürültüs...
Arzu’yla olan ilişkisini bitirme kararı, genç adamın içinde kopan bir fırtına gibiydi. Her ne kadar bunun doğru olduğuna kendini inandırmaya çalışsa da, Arzu...
hiç var olmamış notalardan yazılmış müziği duyabiliyorum, onunla dans ediyorum.
duyabiliyor musun sen de?
dans ediyoruz beraber, elimi göğsüne koyuyorum, y...
Genç adam, memurluk için girdiği sınavı kazandığında, hayatında yeni bir sayfa açılacağını sanmıştı. Bartın’da, maliye bölümünde işe başladığında çevresinde ...
Kayboluş
Genç adam, perşembe akşamı İzmir'e ayak bastığında içini hem bir huzur hem de tarifsiz bir boşluk sardı. İzmir, onun için hep bir kaçış noktası olm...
ben, mesih. size en parlak ışıkları göstermeye geldim. tüm insanlığa sergilenmeye hazır bedenim. en güzel kıyafetlerimi giydim, en hoş parfümümü sıktım. hazı...
Kar yağdığına göre aynı şarkıyla birçok kar hikayesi göreceğiz ve en kötüsü de bir yıl boyunca beklediğin karın tadını yine çıkaramayacaksın. Büyüdüğünü fark...
bir insan kaç defa aşık olabilir, şu kısacık ömründe?
kaç defa atabilir bir kalp, birisi için?
bilmiyorum.
bilmemek yorucu geliyor. dipsiz bir çukura doğr...
Siyah gömlekli polis memuru masaya vurdu ve; “Neden öldürdün lan?” diye bağırdı. Üç yüz kilometre hızla duvara çarpan bir araba gibi sallandı sorgu masası. K...
Tabelada görüldüğü gibi çok eski yıkılma tehlikesi olan bir binanın küçük bir kafesi andıran penceresi... iç açıcı hiçbir şey yok. Çatlak sıva, gri bir duvar...
Geldiğinde kapıyı aralık görünce içeride olduğunu anladı. İyice katılaşmış paspasın üzerine ayaklarındaki çamuru bırakıp kapıyı itti. Demir kapının bütün so...
Leyla, birbirini bıkmadan usanmadan tekrar eden soluk renkli sabahlardan birine daha uyandı. Gözlerini açtığında ne vakittir aynı tavana umutsuzca baktığını ...
Geride bıraktığı tüm günlerin aynısı olan sabaha bıkkınlıkla uyandı. Sıcaklarla birlikte konteynır evinin içi daha da ısınıyor daha da nefes alınmaz oluyordu...
“Her gün beyaz olan kızdığında, geçirecek dişlerini boynuna. Kozasında tırtılın yahut kurbağa yavrusunda… Güneş gece doğduğunda, sen de susayacaksın.”
“Çok ...
Yasin Hoca, Hüseyin'in biraz daha yavaş gitmesini söyleyerek "Teşyi halinde iken mevtânın peşinden gitmek sevaptır, biniti olmayanlara yazık olmasın, olabild...
Bu kitabı yaklaşık 10 sene önce okumuştum. Bir arkadaşımın vesilesi ile tekrar okumaya karar verdim.
Türk öykü yazarlarımızı geç keşfediyoruz. Bunun yanı ...
Caddenin işveli bir güzelliği vardı. İnsanlar, sanki caddenin büyüsünden kopmak istemez gibi, telaşla işlerini halledip yine caddeye geri dönüyorlardı. Ben d...
Ayrılık kararını almamız kolay olmamıştı. Neredeyse iki yıldır birlikteydik ve hem birbirimizi çok seviyorduk hem de birbirimize çok alışmıştık. Arkadaş kala...
Ayın sağ yarısı parıl parıl parlıyor, sol yarısı karanlığın arkasına gizleniyordu. İlk dördün müydü bu son dördün mü, hatırlayamamıştım. Zaten bana neydiyse....
Serin ve de kararlı bir yağmurun altında,
Beyazıt çınlıyor şimdi,
Tam da ikindi ezanında,
Sence de tuhaf değil mi?
Bir tebessüm, ne çok keder biriktiriyo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok