Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
olimpos,
bozuk pusulamın güneyi
kırık beyaz rüyamın gerisinde
ak sakal mavi perçem
boya kalemlerimle tanrıcılık oynayan
şu zeusa bak çapkınlık peşinde
...
tadını
kokusunu öylece
bütün bedeninin tembelliği
içerisinde rastlantısal
merak dolu
tüm uzuvlarıyla
bilimsel davranışlar ile
tanımaya çalışan
bir ...
Hızlıca çalındı evin kapısı,
Gelen kimdi?
Perdenin ardından göz bebekleri büyüyen bir çift göz,
Bir casus edasıyla tedirgin ve ürkek.
Gelen ise bir atlı...
kan kızıl, güneş sıcak
ve şu günlerde nefes almak zor.
tedavülden kaldırılmış sevmek.
söylenmiyor artık
aşk türküleri.
ama her yanım senin sanrıların. ...
Bir şeyler olacak biliyorum
İçimdeki isyanı bastıracak bir şey
Ölecek miyim acaba?
Toprak attılar üstüme gördüm
Topraktı evet,
Birisi yüzüne de at dedi ...
Buğday rengi kolları vardı
Gece gibi çökerdi başım
Yeşil ojelere kan bulaşmamıştı
Van Gogh'un kulağı hala yerindeydi
Bir ismim, bir de cismim vardı
Henü...
Gönlümde sakladığım gizli sevgili
Allar, yeşiller, morlar içinde.
Bağırsa da sana gamlı yüreğim,
Sen İstanbul'sun ben ise garip bir martı.
Taze simitle k...
Birleşmiş iki ruh yalnızca bir
yanılsamaya,
yalnızlaşmaya,
gitgide yığılan anılara
ve ardı ardına yazılmış şiirlere dönüştü.
Sığınağım bildiğim yerin
s...
Ben o mündemiç olanım, hikâyelerinizde saklı kalan.
Dış dünyaya pencerenizi kapatıp da yalnızlığınızın o bambaşka dünyalarına eşlik edeninizim. En güzel yer...
Bir yer var çocukluktan kalma
çocuksu derler ya tam da öyle
Bir rüzgâr,
Nerden geldiği muamma
belki bir bakış belki söz
Ya da başka şey/ler
.
Şimdi ol...
Güven. Bu kelime beni defalarca yaraladı ama ne olursa olsun hep birilerine güvendim. Yaralandım güvendim, yaralandım güvendim... Böyle devam etti hep. Ama ç...
Dört mistik vadinin, en güneşlisi,
Kırk hikayeyi barındırmalı,
Dört yüz gecekondusuyla,
İki ay aydınlatmalı geceyi,
Geceye konmalı sekiz şiir.
Dört mist...
unutmak ve yahut da unutamamak unutmak istemiyor olmak saatlerce aynı yerde aynı kalıpta sanki bir fabrika ürünü gibi oturup düşün düşünebildiğin kadar fakat...
Kimi bir tarihe, kimi mevsime
Kimimiz geceye veya gündüze
Belki de bir ana sakladık
“kopamadıklarımızı”
O; bazen yılın birinde, bazen gittiğin bir kafede...
bundan böyle sayıklama ismimi,
belki unutmak zor gelir lakin sanırım bunu yapabilirim.
nasıl olsa vazgeçtim dedin,
öyleyse beni görmemeye cesaret edebilmi...
Sorarlarsa sen kimsin diye?
Ne tür bir cevap vermeli insan....
Adını, soyadını, işini, memleketini söylese yeter mi beni anlatmaya
Nedir bu ben?
Ben olm...
Yaz sıcağından bunalmış
ve belki de
tutkuyla hazanı bekleyen
bir yaprak
ayrılıverdi dalından.
(dala mı içmeli şimdi
yaprağa mı)
yaprağın daldan düşüşü...
Göz yanılsamasıdır, dedi.
Gözler yanılır da, ya gönül?
Gönül düşer…
Bir yaprak gibi düşer,
düşer de savrulur saçlarından kopan esintide
(Toplama saçlar...
seçmişsem bu yalnızlığı
neden bu yakıcı kaygı?
kahretmek için mi
biz zavallı kulları
bilincim yok ve galip oldum
ufak uzaklara dalışlar
her sabah uyanm...
İyi geceler mesajı mı kurtacak gecemi,
Kim sürecek kaptanı olmayan gemiyi,
Elimde tek kalan fotoğrafın,
Fotoğrafta bile yanında ben vardım,
Şimdi ne oldu...
...Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağ...
Yazıyorum bilmeden
Seni görmeden
Sesini duymadan
Kokunu içime çekmeden
Yazıyorum
İçimi dökeyim rahatlayayım diye
Ama olmuyor
Görmem, duymam,
Kokunu i...
Bak aynadaki şu hâline,
rezilsin Güngören.
Bıktım sürekli değişip dönüşmenden.
Kendini kendinle aldatmandan,
kendini her şeyle aldatmandan bıktım.
Git k...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok