Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kapı eşiğinde kristal taşlarıyla ölü bir avize var
Son nefesinde adını söylemiş
Gecenin geç gelmesi bundan!
Kumandanın soluk tuşları ve basık tavan,
Belk...
Bugün, her şeyin son bulacağı günden önceki günün bir öncesi. Yaşamım, tüm anlamsızlığıyla var olmaya monoton bir şekilde devam ediyor. Benliğim bir zamanlar...
Acılarım bugün çoğalan bir bağırtıdır
Eğilir yaşamın nihayetine koşan kısrak gibi
Boynu kalın
Sinirim biraz yatışır
Azalır ölüme duyduğum ilgi
Ölüm ba...
Andy Weir'in ''Marslı'' romanını okuyanınız vardır mutlaka. Orada geçen şu cümle derinden etkilemişti beni: "İnsanlar ölümle yüzleştiklerinde, seslerini duyu...
Koşuyordu. Durmadan koşuyordu. Hafif yağan bir yağmur vardı o dışarı çıkarken. Şimdiyse iyiden iyiye bastırmıştı yağmur. Ama onun gitmesi, durmaması gerekiyo...
Bir hayat vurabilir insana sarılmaz yarası
Etmez vicdandan yenilen tokadın acısı
O lanet bakışların doğuşunda bir ayrılık söz konusu
Sevgiden, nefretten b...
Önünüzdeki birkaç dakika boyunca hiçbir şeye sahip olmadığınızı düşünün. Küçük yaşta babanızın annenizi gözlerinizin önünde bıçaklayarak öldürdüğünü düşünün....
ölümlü denizler var içimde
hayattan gemilerin yol aldığı
mürettebatı yarınlardan oluşan
koskocaman -bir- hayat filosu
ölüm her an ölüyor içimde
ölüm baz...
Ölünün yatacağı yer mezar.
Ben, içime gömüldüm.
Kimileri gökyüzüne yazılar yazar
Ben, yazdıklarımı içime gömdüm.
Öldüm, dirildim.
Gerçeklerden kaçanları...
Ellerinde boyalı mendillerle uğurladılar beni
Sessiz sinema oynardı bütün mahalle
Delice bir sevinçle anlatırdım
Bir sessizlik yakardı şu bağrımı da
Sust...
Sen ve ben gülümseyebiliriz, el ele tutuşalım.
Ama ne mümkündür sevinç bizim gibiler için?
Kaybolalım.
Yine de deneyelim,
Kalabalığın ortasından geçip gi...
Her yüzleştiğim kötülüğün ardından kendime döndüğüm yolları ezberliyorum ve gün geçtikçe daha sağlam basıyorum yere. Ezberlediğim, sapmayacağım; sağlam basma...
Bunu hep söylüyorum ama hayat ne kadar garip. Her şeye rağmen iyi, mutlu veya güçlü kalmaya çalışırken başına gelenler umudunu içinden öyle bir söküp atmayı ...
Atıl günlerin hedefindeyim.
Onlar mı yavaş geçiyor yoksa ben mi unutuyorum ömrün bir nefeslik kısalığını?
Ağır ağır yürüdüğüm bir çizgideyim.
Her geçen gü...
"Ölüm" ne acı ve hüzünlü bir kelime değil mi? Bazılarımız bu kelimeyi ilk gördüğü anda başlar duygulanmaya. Çünkü bilir ölümün hayattaki acı gerçeklerden bir...
Yine sessizsin bu gece. Hayır zaten gece yeterince sessiz, bir de sen susunca hepten çekilmez oluyor. Tamam tamam, sessizliği sevdiğimi biliyorsun, anladık a...
Ellerimde bir kalem var. Sonu görünür bir yolu gözler gibi durgun, her an yitip gidecekmiş gibi eğreti.
Güçlükle satırlara denk getirdiğim kalemin ucu hiçbi...
Uçsuz bucaksız gibi duran tarlaların üzerinde yeni sararan buğday başakları salınıyordu. Rüzgâr sabahın bu ilk saatlerinde, güneş henüz yeni yeni belli ederk...
İnsan, üstü açık halde bile uykuya gömülebiliyor. Öyle bir çekim gücü, öyle bir alaca karanlık... Boşuna demiyorlar uyku ve ölüm kardeştir diye. Küçük kardeş...
Büyüdüğümü gölgemden anlamaya çalıştım önce. Her çıktığımda güneşin doğuşunu izlemeye. Yaş beş, yaş altı derken üstesinden geldim ölüm korkumun; sonuçta bir ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok