Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Aileme, alnıma, göğsüme, bacaklarıma ve kalçalarıma bulaşmış siyah bir lekeyim ben.
Kara bir leke.
Ne kadar yıkansam da temizlenemiyorum artık, içim çürüyo...
İrili ufaklı atıyoruz taşları.
Her değen incitmiyor
ama hiçbiri de ıskalamıyor.
Ben vardım sandıkça yol uzuyor.
İri yarı bir silahtan
hayalin ateşleni...
Baharın hüznü dokunuyor masmavi gökyüzüne
Hafif bir griliğe batırıyor fırçasını
Sallıyor sağa sola arsızca
Bi kaç çocuk üşüyor şimdi, bi kaç ayrılık yaşan...
Kendini kanıtlayan bir baş ağrısı,
Yani unutulmayacak olanlardan,
Yani nasıl desem anlarsın ya,
Şu uykuları gebertenden.
Pencereden rüzgar içeri sızar,
...
yalnızlık zuhur ettikçe
böylesine acımasız
yaşa fiili yük kaçıyor
elmacık kemiklerime
yorgunum
göç etmeye erinecek raddede
yılgınım
köşelere pusmuş ç...
Elbet kırılıyor insan, tıpkı kemikleri gibi.
Tüm ruhum alçısıyla sıvanmıştır hayatın,
İzin verseydi, uyku akan gözlerim,
Ruhumda ki sızıyla bir asır uyurd...
Eğer, ölecek olsaydım.
Karanlığın içinde sürüklenen bir toz zerresine benzerim diye akıl ettim.
Tesadüftür ya da değildir bilmem, çoktan benzedim toz zerre...
Kimse bilmezdi bir odanın kaç kişilik olduğunu,
Hangi yalnızlık kaç cümleye sığar,
Hangi intihar bir kibrit çöpünden uzun yanar.
Ben bilirdim:
Kapı tokma...
Bazen, olmaz Azizim.
Mezarlara çiçek konur,
Sen sevilmezsin.
Azizim, güller hep
Bahçelerde mi açar?
Bazen çiçekler yolun kıyısında,
Bazen de bataklıkta...
Dildadeyim yollarına, hayatına ve bir o kadarda zatına.
Lakin bir görsen
Sensizlikten bir çıbandan beter ahvale bürünmüş ukteyi,
Cihanın bir ucundan bana...
ben en geniş zamanlı şiiri yazdım, kırılırken parmaklarım. teker teker, sökülürken tırnaklarım, dibinden… kanaya kanaya.
perdeler kapalıydı, ışık girmedi o...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok