Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
hiç var olmamış notalardan yazılmış müziği duyabiliyorum, onunla dans ediyorum.
duyabiliyor musun sen de?
dans ediyoruz beraber, elimi göğsüne koyuyorum, y...
GÜN-6
Merhabalar. Ben Dermancan. Yirmi dört yaşındayım. Bir yanım sokaklarda, bir yanım dört duvar arasında büyüdü. Ben kendimi bildim bileli en az iki kişi...
GÜN-1
Ben görünmezlerin, yalnızların, dışlanmışların peygamberi, ben mahallenin elinde mızıkayla dolanan delisiyim. Doğduğumda Can beni buldu, ben oldu. Her...
Parmağımda yitirmenin intihar ivmesi,
istifra kasılmaları karında, “-ayyaş olurmu aşık bir devrimci,”
kimin o kadar yükü var şımarmaya?
kükürttür beni b...
Tipinin bu kadar kısa sürede böylesine bastırdığını en son çocukluğumdaki kışların birinde görmüştüm. Bele kadar kar yağmış, okullar bir hafta tatil edilmişt...
Sana her baktığımda öleceğiz Eurydice, diyorsun. O halde, yeraltı şarkımızla dans ederken, yer üstü hep yaslar tutacak. Yerüstü yaslar yeridir sevgilim. Dinl...
Omuzlarımda pinekleyen melekler uykuya daldı. Uzun zamandır yazacakları malzeme vermedim onlara. Belki de, uçup gitmişlerdir memleketlerine.
İçimdeki şeytan...
Yeraltı edebiyatı, temeline baktığımız zaman 18. Yüzyıla kadar dayandırabileceğimiz kapitalizme tepki olarak doğan aykırı ve ilk yansımalarını Gotik edebiyat...
‘’Polinomun çift dereceli terimlerinin katsayılar toplamı ile tek dereceli terimlerinin katsayılar toplamının çarpımı kaçtır?’’ Diye sordu Sezai, karşısında ...
Anlatmalıyım; uçan kuşlara, kara sevdalara ve nice ağaçlara. Gücüm terk etmeden bedenimi, anlatmalıyım olan biteni. İnce kesiklerle başlayıp kaybolan vücudum...
“Hasta biriyim ben… Huysuz adamın tekiyim...” diye satırlarına başlar Dostoyevski. Yeraltının karanlık mağarasında, ufacık bir camdan sızan ışık huzmesi altı...
geceler,
rasimpaşa sokağı'ndan uzun bekleyişler...
yürürüm, yol yokuş.
kulaklığımın ucundan kaçan haykırış...
caddeler konuşuyor evlerin penceresinde,
...
Bak duyuyorum, içimdeler. Ayakları canımı yakıyor. Bu sefer son bulacak her şey. Beni yiyeceklerini söylemiştim, içimi kemiriyorlar. Ben ve bana dair her şey...
çığlıklarımla doğan gece üzerine önemsiz konuşmalar yaparken
yalnızlığım hiçten saptı önüme düştü sokağın başında
yeniden öldür, yeniden kaldır beni ayağa ...
ayrılıklar hep bir sevimsizdi, sağlık olsun diyemedim
teselli bulamadım gayri bundan ileri
evvel bir cenaze kalktı omuzlarımdan
arada bir içim şenlik yeri...
Önce güneş doğdu, sonra battı, sonra da ay hükmetti göklere. Saltanatını taşıyamadı, yıkılıverdi aniden. Gecenin sessizleri gösterdi kendini. Aniden ben öldü...
Okuyacağınız içerikte rahatsız edici unsurlar bulunabilir!
“Oval kafa!” diye çağırdı beni, “Buldum seni, çık.”
Saklambaç oyununun en sevdiğim kısmı kimseni...
Okuyacağınız metinde tetikleyici unsur bulunmaktadır.
Aynada kendine baktı. Burnunun üstüne bastırdığı kandan ıslanmış peçeteye, göz altlarındaki mor halkal...
Üç aşağı yedi yukarı. Yedi aşağı sekiz yukarı; ve cehennem. Tüm formül bu. Ölümün formülü ve cinsiyeti. Bunu bulmak zor olmadı; biraz matematik bilsen yeter,...
Bir bilsen sevgilim, ne kadar deliyim sana. Aşkımla kavrulup seninle büyüyorum. Her gün kırmızıya boyanmış izmaritlerini topluyor, tarağındaki gece kadar siy...
UYARI: Okuyacağınız metin +18 öğeler (argo, cinsellik, uyuşturucu, şiddet) içermektedir.
Annemin, babamın ölüsüne hiçbir zaman saygısı olmadı. Onu en çetin ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok