Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Durup izlemekten fazlasını yapmalıydım artık. Beklemek, izlemek çok fazla kaybettirmişti; bilmiyorum. Kitap sayfaları çevirdim ve çöle gölgesi uzanmış devele...
“Hiç...” boynunu kokladım. “Hiç beni böylesine hissettin mi?” Geriye adımladı, sırtı duvarla buluştu. “Daha önce, hiç böylesine nefret ettin mi kendinden? Ko...
Dağlarla çevriliydi benim hayatım. Bu dağlar kuşların geçemeyeceği ve egolu devlerin aşamayacağı yükseklikteydi. Önyargılar katığıydı bulutlarla çevrili zihi...
Bu yazıyı dünya ve Türkiye ekseninde; tarihi, siyasi, sosyal, ekonomik, jeopolitik, finansal ve stratejik konuları değerlendirmek için yazıyorum. Haftaya 6 a...
ve zalim bir gecede
metruk bir anda
ay susmuş şehirde
köpekler sadece
bir de akşamsefaları
duvar diplerinde
bir anne, bir çocuk
el ele
adım adıma
ya...
Sıkılgan kış günlerinin ayazında
titrek bir bakışla tanışmıştık sizinle
Rüzgar kentsel dönüşümlerin tozlarını savuruyordu arsızca yüzünüze
Ve siz umarsız...
En korkulu rüyamdır belki kavuşamamak türküsü. İnanıyorum en çıkmaza düşmüşken. Bu kez çok zor olacak kendimden uzaklaşmadan sana yaklaşmak, farkındayım. Yin...
Size bir sorum olacak. Kitap okumak mı yoksa o kitabın diziye, filme dönüştürülmüş halini izlemek mi? Hangisini tercih edersiniz? Siz bu sorumun cevabını düş...
Yurdumun bu verimli topraklarının ilk bereketidir kadın.
Bir elinde çocuk, bir elinde adamı tutan öncül bereket, tüm dünyanın kahrı ile kavrulur. Çevremizde...
Dinliyorum seni
Ve hazânın sessizliğini
Belki kazara sevdiğimi
Hayalinle seviştiğimi
Geceleri günlere eklediğim
Gündüzleri gece ettiğim
Bakir kimsesizl...
“İyiyim, sen?” dedim sahte samimiyet dolu gülücüğümle. Takındığım en sahte rol bu muydu? Pek sanmıyorum. Bir çok maskem vardı benim. İyiler, kötüler, çok köt...
Benim şehrimde hep yağmur vardı. Güzel günler, çimlerde dans eden çiftlerle geçerdi. Kuşlar tüylerini kabartıp sığınırdı birbirlerine. Damlalar düştüğünde eğ...
Merhabalar dünya ben insan, en aciz olanından.
Güneş kadar cürmüm, kelebek kadar ömrüm var.
Küçüğüm ahmak, büyüğüm ahlaktan yoksundur.
Bu yüzden doğruya y...
Ancak iki şey arasında köprü olabilirim
Köprüyü tutan ayaklar olmak yerine.
Ancak köy dönüşü huzursuzluk, kapana kısılmışlık olabilirim.
Daha fazlası yora...
Yazdım yazdım sildim, yürüdüm boş bir kağıtla
Tuttum tam ortasına iki göz çizdim sonra
Etrafına bir çift kuş bakışı
Baktım karşı bankta gülüyordu yaşlı bi...
Bu fani dünya yalanmış meğer.
Sen de fanisin insansan eğer.
İnan bu hayat kulluğa değer.
Fanidir dünya. Fanidir, fani.
Hayat kısadır, tez gelir geçer.
N...
16 ve 17. yüzyılda Osmanlı’daki yeme ve içme kültürü de yaşayışları ve kıyafetleri gibi çok sade olup sadeliğin sağlık için önemli olduğu düşünülmekteydi. Öy...
Jean-Baptiste Vanmour'un bir diğer oryantalist eseri "Sarayın Helvacısı" veya "Sarayın Şekercisi." Eser, 18. yüzyılın sonlarında resmedilmiş. İsmine bakıldığ...
130x190 tuval üzerine yağlı boya. Orsay Müzesi. Paris, Fransa.
Édouard Manet’nin meşhur Olympia’sı. Geleneksel değerlere karşı gelen ve alışılmışın dışında,...
Ses yankılandı, kapı kapandı, su odaya doldu. Yüzüm avucuma aktı, mum eridi. Kibrit söndü, baykuş öttü. Aklımdan birini darağacıma çıkarttım. Sonra sallanan ...
Bekledim. İnsanlar geldi ve geçti. Ne diye yüzüme baktılar böyle? Onlar gibi olmadığımı nereden anladılar? Bugün onlar kadar inançsız olmadığımı mı anladılar...
“Canını yakmayacağım.” Canımı yak, kalbimi kır ve kanımı dudaklarınla temizle. Büyük ve kemikli elin çenemle boynumu sıkarken duvara yasla, saçların dağınık ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok