Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
(*) Niroth-nin-Holorantum; Holorantum Savaşı
643
Taretarman’ın dokunuşuyla zehirlenmişti Forbereth
Titriyordu ve soluyordu fakat yine de dayanıyordu
Bir ...
586
Böylece vardı Güney Sahili’ne, Nassdar’a
Burada uzunca bir süre kalmayı tasarladı
Düşüncelerinden uzak, gemi yapacaktı
Toplayabildiği kadar odun topl...
483
Güneş yakıp kavuruyordu Beruleth’i
Istırabını yeryüzünde hiç kimse çekmedi
Yaralar açıyordu beyaz teninin her yerinde
Ve çığlıklar atıyordu durmadan ...
436
Beruleth’in korku imparatorluğuna son vermek için
Forbereth örgütledi on urifiel ve yirmi sarafieli
Sarafielin efsunlu mızrakları vardı yanlarında get...
404
Zaman Çağları’nın başlangıcından bu yana
Sayısız acı ve çığlığın arasından geçmişti dünya
Ve sonra Güneş’in çocuklarının sayıları azaldı
Önce elli ta...
(*)Niroth-nin-Tunguren; Tunguren Savaşı anlamına gelen kelime öbeği
333
Forbereth’in yüreğine bir sancı girmişti
Kalbini tutup bir parça sendelemişti
Yan...
259
Zaman Çağları başladıktan sonra
Gündüz ve gece deveran içindeyken
Forbereth’in yanında çok nadir
Ayrıldı Güneş’in Çocukları
260
Meraklı ve şüphe...
235
Forbereth elli urifieli, Iraesta’ya buyur etti
Orada kendisinin bildiği her şeyi öğretti
Kutlu Üçler ve geri kalan kırk yedisi birden
Hepsi kulak ver...
(*)Tal-Ulifiel: (tekil; uriel) Urifielin İnişi anlamına gelen söz öbeği
158
Nosgometh ve Forbereth, dikildiler eşikte
Kılıçların dövüldüğü Morthwyl’in önü...
110
Nosgometh yaklaştı kardeşine usulca ve temkinle
Yüzünde keder ve hüzünden bir maskeyle
“Kardeşim! Forbereth! Şarkını duydum ötelerden!
Ne acı bir tal...
86
Gökyüzü griye çaldı, Güneş bile ağladı
Her yer çok soğuktu artık; hayvanlar saklandı
Forbereth ve cansız Tuvum öylece kaldı
İlk kar düşerken yeryüzüne...
Yüzümü suyunla akladım, bu kavgadan alnımızın akıyla çıkmak nasip olsun deyû!
Hasır sandaletlerini çıkarmış ayaklarını dinlendiriyordu su kenarında. Ulaktan...
Ulak Dergah’ı.
Tek odalı, küçük, kerpiç bir dergah. Çatlamış duvarların arasında içi kuru otlarla doldurulmuş dört döşek. Bugün o dört döşekten yalnızca ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok