Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
“Vücudun bir harita olsun ve ben coğrafi keşiflere çıkayım. Ellerim gurbeti senin teninde tatsın.”
“Edep yahu!”
“Gehenna, gehenna! Yanacaksınız. Düşündükle...
Sessizliğin icinde koskocaman bir fırtına gibiydi karanlık. Rüzgar, birer birer örülmüş şatoların duvarlarını yıkıp geceye hükmetmek isteyen bir düşman edası...
Korkunç bir gündü. Semada tek tük yıldız vardı. Hiçbiri kuyruğuna astroidleri iliştirmemiş, mahallenin evde kalmış ablası gibi takıp takıştırmamıştı. Mart ay...
Hangi zamanın çizelgesinde yaşıyoruz
Hangi saatler gerçeği gösteriyor
Yaşlandıkça bedenimiz, daha az mı yanlışa düşüyoruz
Ve bu bütün doğruları bize anlat...
Neden yazmak zorundayım hiç bitirememe rağmen? Çalınmış bir cümle edeyim.
“Kelimeler içimdekileri ifade etmeme izin vermiyor.”
Kabul etmeme rağmen bu dünya...
Yürüyordu Bay Ulaşamaz, peşinde sürükleniyordum ben de. Böyle tiplere rastlamak pek mümkün değildi zira Nişantaşı’nda, her hareketini not ediyordum onun için...
İnsan kalemi eline alınca ne yazacağını bilemiyor ki tüm kelimeler birbirine karışıyor. Halbuki düş dünyasında bu mektubu tasavvur ederken öyle miydi? Kelime...
Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yaptım bugün.
Aynaya baktım.
Gördüğüm suretten pek memnun kalmadım.
Daha sevecen olmak için makyaj yaptım.
Biraz ren...
Bir kez daha kırılan kalbine ağlıyordu kadın. Kalbinde yıllarca hiç sevilmemişliğin acısı vardı. Katran tutmuş kalbi sanki çözülür gibi olmuştu ilk defa. Göz...
Sevdiğini kandırmak kadar daha üzücü ne olabilirdi? Bir kere kırılmıştım. Günümüzün ocak yıkan vebası kısır kesilse yine mutlu olamayacaktım. Yüreğim sevgili...
Günün yorgunluğuydu üzerindeki kıyafetleri ancak sadece ceketini çıkartmaya takati vardı. Ceketini çıkartıp kravatını gevşetti. Berjerine oturmak için yöneld...
Loş bir mekanda ruhu ışıksız kalmış bir adam... Elinde sararıp solmuş, uzaktan adını tam olarak anlayamadığım küçük bir kitap... Kitap açık ama adam okumuyor...
Daha önce hiç yazarlık düşünmemişti. Neler yazabilirdi? Hayatında kayda değer ne vardı ki? Her şeyi anlamsız buluyordu. Ufak tefek anlamsız bilgiler ile kend...
Otobüsün birden fren yapmasıyla uyandım. Ben nasıl uyudum? Alışkanlık değil mi? Yıllar geçmiş üstünden bak ama hala bu yolda uyuyorum. Niye bazı şeyler hiç g...
Altı yaşında, babasını hiç görmedi. Gözlerinden babasızlığı okursunuz baksanız, ürkek dudaklarından babasızlık dökülür. Sınıfa girdiğinde ses çıkarmaz, öylec...
Yazar mutluydu ya da her zaman yaptığı gibi mutluluk taklidi yapıyordu. Taklitlerde başarıya ulaşmıştı. Hikayelerinde tanımıştı karakterleri. Ve onların yeri...
Aysel önündeki tarhana çorbasında boğuldu. Zaten tarhanadan oldum olası nefret ederdi. Masadakiler daha ne olduğunu anlayamamışlardı ki yere yığılan Aysel’i ...
Beyaz bir kâğıt gibiydi sokaklar, ayaklarım bir şeyler yazacaktı besbelli, hep böyle olmuştu zaten. Çocukluğumdan beri bir yere giderken caddelerden değil so...
Sol eli cebinde, gözleri yere bakar şekilde yürüyordu. Evinin olduğu sokağa geldiği zaman keskin bir dönüş yaptı. Bakkal Hayri, elinde soda şişesiyle her zam...
Bir şiir var ve ben ölüyorum. Yavşak kargalar tekellerde sigara dağıtıyor. Uçuyor güzelim, beklediğim bakışlar bir başka tarafa iadeli taahhütsüz. İnfilak ed...
Doğumumu hatırlamıyorum, herkes gibi. Islak bir aralık sabahı olduğunu söyler annem hep. Güneş yüzünü hiç göstermemiş. Minicik bedenimi kat kat battaniyelere...
Küçük kız kalkıyor, elinde dört gündür gezdirdiği kitap. Bu kitap eliyle birlikte zihnini de rahatsız ediyor onun. Çünkü görüyorum ki bu kitabı alırken ön sö...
Ölüme beş kala neyi düşünürdünüz? Sevdiklerinizi, yarım kalan işlerinizi... belki de ölümden kurtulmayı düşünürdünüz. Sizin aksinize ben şu an ölüme teslim o...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok