Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Frenkler, 1099’da birinci haçlı seferlerinde Kudüs’ü Müslümanlardan alınca birçok Hristiyan kutsal topraklara ibadete gitti. 1119’da Fransız şövalye Hugues d...
Kiminin adını hiç duymadığı, kiminin de sadece adını duyduğu bir yazar: Hasan İzzettin Dinamo.
Büyük yazar, 1909 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. Babasını ...
Yüzümü suyunla akladım, bu kavgadan alnımızın akıyla çıkmak nasip olsun deyû!
Hasır sandaletlerini çıkarmış ayaklarını dinlendiriyordu su kenarında. Ulaktan...
Ulak Dergah’ı.
Tek odalı, küçük, kerpiç bir dergah. Çatlamış duvarların arasında içi kuru otlarla doldurulmuş dört döşek. Bugün o dört döşekten yalnızca ...
Tire – 1421
Tepenin uçlarında bir ileri bir geri adımlıyordu.
Her adımında toprak kalkıyor, kırmızı cübbesinin eteklerini toz ediyordu. Eğilip silmeye yelt...
"Sevgili kimse, bir inancın peşindeyim daha doğrusu peşindeyiz. Pek güzel konuşmayı beceremem zaten, hem böyle güzel yazılar yazmayıda pek bilmem. Gece olunc...
"Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan. Kendimi bilmeyi bırak...
Gözlerin kapansın. Sen başka bir insansın. Kıyamet, çığlıklar... Renk yok. Sadece siyah, beyaz ve daha fazla gri. Ölenler ve kalanlar... Kalanlar da ölmüş gi...
Soğuk, çok soğuk… Kaldırımların altındaki toprak, parke taşlarının arasındaki otlar, duvardaki tuğlalar; hepsi üşüyor bu gece. Başını önüne eğdi, uzun zamand...
Sevgili Abella,
Bugünlerde bir garip savaşın eşiğindeyiz. Bize verilen emir komutaya uyup Toros Dağları'na getirildik. Burada Kuvayımilliye birlikleri ile s...
Bugünün diğer günlerden tek farkı iki veya üç gün daha yaşlanmış olmasıydı. Normal bir insana göre savaş alanında daha fazla yaşlanıyordu insan. Silahından h...
Battı mı yine gün
Doğabilmek için mi yeniden
Ya son batışıysa?
Sesin çıkmadı yine fark ettin mi?
Hiç acımamıştı boğazın bu kadar
Çünkü hiç yanmamıştı bö...
bu hayat benim. nefes aldığım sürece de hayatımı güzelleştirmek için fırsatım var. ama neden yapamıyorum? beni engelleyen ne? neden üzerinde durduğum yolda h...
Bayan R. pazar yerine vardığında saat öğleye doğruydu. Onun saat kaçta geleceği belli olmuyordu çoğu zaman. Ama mutlaka gelirdi. Yavaş adımlarla sebze satan ...
İstiklal Caddesiʼnde, mutlu ve kahkahalı kalabalığın arasından üç arkadaş, omuzları aynı hizada, insanların arasından yorgunluğun vermiş olduğu güçsüzlükle g...
Dört tarafı acı dolu bir ülkede
Parmak uçlarıyla tutunan insanlar
Gözler görmez, kalp duymaz olmuş
Avuntular kaplamış hayatları
Süslü cümlelerle bezenmiş...
Nasıl geldik buraya biz? Çırılçıplak, başta hissiz.
Neydi derdimiz? Nefes almak mı yoksa dünyayı batırmak mı? Nefes almadan hızla batırıyoruz kendimizi ve d...
Savaşın en kızgın anlarında mevziinin dibinde arkadaşına seslendi. “Ben burada ölmek istemiyorum!” Aslında o güne kadar ölümü hep düşünmüş ve ölümden zerre k...
Ben neredeyim
Renksiz duvarlarla çevrili her yanım
Çatlaklar, kırıklar ve dökülmüş harabeler her tarafta
Bomboş yollar çepeçevre
Birkaç ağaç görür gib...
Benim 2. Dünya Savaşıʼyla alakalı en sevdiğim kitap. Bu döneme meraklı olduğum için her kitabı beğenerek ve ilgiyle okuyorum aslında fakat bu kitap bana daha...
Geldi,
Çok hasret kaldığın o bahar geldi.
Uğruna savaşlar verdiğin,
Kanlar döktüğün, insanlar öldürdüğün.
Çağlar açıp kapattığın,
Devletler kurup batırd...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok