Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ne kadar yorgun uyanıyoruz değil mi sabahlara artık; adeta bu sabahlar bizim değil…Ahlaki normların ve egemen erklerin aynı kalemle çizdiği sınırlara kendi d...
Şiirlerle doldurmak istediğim duvarlarım var benim. Kendi içinde çalkantılı iç dünyasında buharlı gemiler kalkan ve hiç bilmediği limanlarda demir atan alela...
Bir kuyudayım, derin ve karanlık. Duvarları yüksek, çıkmak zor. Burada yalnızca kendi nefesimin yankısını duyuyorum. Yukarıda bir ışık var, uzakta, dokunamay...
Tahtadan yerler, kerpiçten duvarlar.
İçi sıcak, dışı buz gibi soğuk olan odalar.
Balkonunda kurulan,lezzetli sofralar.
İçinde konuşulan unutulmaz dedik...
Son haftalarda sokak köpekleri ile ilgili olası düzenlemeler bu konuda çeşitli görüşlerle hem halk arasında hem de mecliste tartışılırken ben de bu konuya da...
“1929 yılının bahar mevsiminde bir direniş olarak doğdum. Dünyaya direniş.
Böyle bir hata affedilemezdi. Kendimi hiç affetmedim. 1929. Belki değil. Hiç bilm...
Montaigne bu bölümde insanın kendinde alışkanlık haline getirdiği hataları sırf başkaları görmesin diye saklayarak kendini hatasızmış gibi göstermenin eleşti...
Öyle uzun uzadıya anlatamayacağım ama anlayın lütfen... Hayır hayır, bu bir sitem ya da intihar mektubu değil, öyle... Ne eve ne sokağa ne şehre sığamıyorum,...
Aynadan kendimi izliyorum, boş bakışlarla. Sanki bir yola çekiliyorum; yeşillik ama bir kayboluş kadar karanlık. İğrenç bakışlarım üzerimde geziniyor. Baktık...
Geçmişimin izleri var her beyaz sayfamda
Kimdi geçmişimi kirleten?
Sözlerim ufukta kaybolmuş
Vaktimi öldürüyorum vakitsiz yaşarcasına
Azrail ile karşıla...
Artık uyumam gerek dediğim her günün,
gecesinde kendimi sokak sokak dolanırken buluyorum.
ardından bir kaç şarkı, biraz tütün,
nereye baksam suretin,
kı...
Aklımdan geçenler;
daha önce kaç şairin kaleminden döküldü?
düşüncelerimi ilmek ilmek dokudular,
sayfa sayfa dağıttılar yüreklere,
oysa onlar beni bilm...
En fiyakalı kıyafetlerimi giyindim,
misafirim var bugün.
Ta uzaklardan gelecekmiş.
En sevdiğim yemeği pişirdim,
göz açıp kapadım, kapı çaldı.
meğer ne d...
Bir yaz sabahının serinliğinde, çatının tepesine çıkmıştım. Gözlerim mavinin sonsuzluğuna dalarken, elimdeki rengarenk balonları bıraktım gökyüzüne. Her bir ...
Bir şeyler yazmak güdüsü belirince önce bir üşengeçlik ve korku basıyor. Ne yazacağım endişesi hafiften bastırıp kim yazacak o kadar ...
Sessiz bir yerde bulunmanın verdiği huzurdan sonra gelen o ıssızlık hissi ve düşüncelerini derinleştiren detayların farkındalığı. Gelir gider, sırası bozulmu...
Saat yedi,
Dört koca yıl geçti,
Artık yollar aynı yere çıkmıyor.
Çiçekler daha bir farklı açıyor, kaçıyorum.
Eşek arılarından kaçıyorum.
Güneş artık dah...
Saat 8,
Kaçamıyorum.
Peşinden geçtiğim köyleri,
Her bir manzarayı,
Ormanı, dağı, denizi, gökyüzünü, ilk defa görüyormuşcasına karışlıyorum.
Ne zaman bul...
Saat 9.
Uyuyamadım.
Özür dilerim, artık daha sakinim.
Yeşil çay doldurup termosuma, geçiyorum zemin kat evimin, böceklere yuva olan kare balkonuna. Beni g...
Hayat bazen sahlep yaparken sıcak süt yerine sıcak su koymak gibi. Geçen gün başıma geldi bu. Hiç sahlep yapmamıştım aslında hayatımda. Bu acemiliğin de etki...
Kafam tepetaklak oldu. Sebepsiz yere içi dolu dolu. Sıralamaya sokamıyorum, yine kendime öfke doluyum. Yalnızlığımdan memnunum evet ama, aması var böyle olun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok