Edebiyat > Deneme
Bu alanda, üretmiş olduğunuz deneme ve anlatı metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Çok dua ederdim eskiden, çok vakit geçirirdim onunla.
İlk başta yaşamamak için yalvardığım zaman benle geçirdiği vakti kesti. Büyük ihtimal zaman kaybı oldu...
Bekledim. İnsanlar geldi ve geçti. Ne diye yüzüme baktılar böyle? Onlar gibi olmadığımı nereden anladılar? Bugün onlar kadar inançsız olmadığımı mı anladılar...
“Canını yakmayacağım.” Canımı yak, kalbimi kır ve kanımı dudaklarınla temizle. Büyük ve kemikli elin çenemle boynumu sıkarken duvara yasla, saçların dağınık ...
Yeni umutlar örmeye başladım taş sarmaşığına. Her düğümüne farklı bir özen, her düğümde kopmasın diye farklı bir çaba var. Her düğüme anılar ekliyorum, her b...
Doktor, ekranda beliren harfleri telaffuz etmemi rica etti benden. Ne kadar denesem de bir türlü doğrusunu söylemeyi beceremedim. Yazıyı yaklaştırması, uzakl...
Bu cümleyi birçok kere duymuş veya okumuşsunuzdur. Hayata bir kere geldiğimiz doğrudur ve bunu olabildiğince dolu bir şekilde geçirmeliyiz. Bunda hemfikiriz ...
Yaşanılan her an mükemmel bir değere sahiptir. Sahip olduğumuz tek gerçek gibidir bir nevi. Böyle bir gerçeklik ve mükemmelliğe sahipken yapmayı planladığımı...
Kendimi o gece kendimle yüzleşirken buldum. iliklerime kadar öldüğümü ve hâlâ diri kaldığımı hissettim. Farkında olduğum en büyük farkındalık, her konuda far...
Kaç gün geçince büyür insan diye soruyorum anneme.
On bin diyor. On bin gün.
On bin kere uyusam on bin kere uyanamam ki diyorum kendime.
Ayakta çok uyutmu...
bir cam kenarında otururken fark ediyorum. ne işim var, ne param. şimdi başıma bir şey gelse, beni hastaneye götürecek bir çift ayağım yok. saçlarım yüzüme d...
Sonra anne sen bana derin bir yara oldun.
Ben severek daha da açtım o yarayı.
Sonra çok kadın girdi hayatıma. Hepsine gösterdikleri en ufak ilgiden dolayı ...
Doğduğunuzdan beri içinde yaşadığınız bir evi düşünün. Her odasında iyi veya kötü, önemli veya sıradan, mutluluk veren ya da acı veren on binlerce anınız var...
Dünyaya gelme sebebi yarış kazanmak olduğuna inandırılan atlar görüyorum her tarafta. Başkalarını zengin ederken kendisini yalnızca hayatta tutmak için koşan...
yapay yasaların paletleri altında ezilen insanlık çığlıklarıyla dolarken mimiklerimiz, her olgu ve eylemlerimiz mühürlerle belirlenmişken... duygusal tüm for...
Özgür olduğunu nasıl anlar insan?
Esaretten kurtulmaksa şayet özgürlük, herkesin kafesi farklıdır o halde. Kafesin parmaklıklarını parçalayıp kelepçe ve pra...
İnsanlar... Ne garip canlılarız biz ama. Bir o kadar da hayret verici. Çoğumuzun ellerinde küçük ve her an solmaya yüz tutmuş bir çiçek. Onu canlı tutmaya ça...
Ortaokul yıllarıydı, yaşıtlarımızdan bir kızın başına gelen iğrenç bir şey dinlemiştim. Kendisinin yaptığı da iğrençti ama onu normalleştiren ailesinden kayn...
İçinde büyük bir boşluk insanın anlamını bilmediği... Nereye gitse kendisini takip eden, nereye kaçsa peşinden gelip keskin tırnaklarını Cankız’ın yüreğine y...
Birilerinden biriyim bu hayatta. Asla iyilerinden olamadım. Vatanı satılan birilerinden biriyim bu gece. Bildim bileli gücü eline alan olamadım. Savaştan sav...
kelimeler sustuğunda silahların konuştuğu bir evrende, yani mürekkep kokusundan ziyade kan kokusunu tercih eden bir insanlık çağında barışı, huzuru ve refahı...
Ölü topraklar. Kurumuş ağaçlarda siyah yapraklar. Kapkara kargalar...
Güneşi kapatmış gümüşi bulutlar...
Tanrı tahtını terk etmiş, İsa; akasya dallarından ...
İçinde bulunduğum bu beden ve tüm varlığım yaşadığım sürece yalnızca çaresi olmayan bir hastalıkmış gibi hissediyorum. Sanki şuracıktan aşağı atlarsam geçece...
Belirli aralıklarla yükselip alçalıyorlar. Bazısı yumrukluyor kayalıkları, nefret dolu; bazısı öpüp çekiliyor, sevgi dolu. Hepsi birbirine benziyor, hâlbuki ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok