Edebiyat > Günlük
Bu alanda, günlük adı altında ürettiğiniz metinleri paylaşabilirsiniz.
Geldi, ikiyi koşarak geçen çeyrek yarılar. Ben, şu kesik atmış gibi inceden sızlayan yerimle geldim. Her sabah annemin yüzüne: ‘’Bugün de yürüyeceğim bir şek...
Cidden artık bir yerden başlamalıyım yoksa yazmaya asla dönemeyeceğim gibi duruyor. Haftalar önce de böyle deyip başladım bir şeyler yazmaya ve bayağı bir şe...
Açıkçası mesajına şaşırdığımı söylemeden geçemeyeceğim. Evet, konuşmayalı uzun bir süre oldu. "İyi misin?" diye sormuşsun. Bu biraz da iyi kavramını nasıl yo...
Uzanıp uzun süre bir şey düşünmeden duvara baktım sadece. Bunun iki adı var; depresyon ve meditasyon. Hangisi uyarsa...
gökyüzünün kızıllığını kendimden soyutladım. ısınamadım kendime aslında. hayatımda daima kızıllığın olması yoruyordu ve soyutladım kendimden. ben çığlığıım a...
upuzun bir kumsalda,sonu gelmeyen bir denizin tam karşısında. hep aynı hevesle aldığımız ikimizin de aslında hiç sevmediği biralarımız avucumuzu ıslatmış hal...
sevgili günlük,
erken yatıp erken kalkma çalışmalarım iyi gidiyor, hatta bunca yıllık baykuşluğuma ayıp olmasa bu işi sevdim bile diyeceğim. pek umudum yokt...
İzah edemiyorum ama illa izah edilecekse bir şey, ben senin ocağından başka bir yerde
çay demleyemem.
Ben sadece seni anlatırken küllüğü önüme çekerim.
Küçük motorumla kıvrılırken yolda. Birden burayı gördüm. Apar topar durdum. Bir yandan güzel bir kare yakalamaya çalışırken, aklımda şu satırlar yankılandı;
...
Merhaba sevgili sanatseverler, sanat icracıları. Bugün buranın konseptinin biraz dışına çıkarak sizlerle interaktif bir etkinlik yapalım istiyorum. Öncelikle...
Sahi hanginiz çaldı bugün kapımı? Ve ben açmadım. Bazen açmak istemiyorum gözlerimin kapısını. Siz geldiniz diye ben bulunmak zorunda değilim.
Sahi hanginiz...
İlk kavgamda dayak yedim baba, sen yoktun. Ben hiç acıdan, korkudan koşmadım sana. Koşamadım. Ben kavga etmeyi öğrenene kadar çok dayak yedim baba, sana hiç ...
Aynı göğün altında iki dam, iki dünya.
Buralarda yazlar çok sıcak olur. Gündüz bütün gün sıcaktan bunalan insanlar akşamları evlerinin damına çıkar serinle...
Geride bıraktığım hayatımdaki değişikliklere tanık olamamanın huzursuzluğu ile, normalmiş gibi davranan yapmacıklığımın cebelleştiği bir gün.
Yaradılıştan beri bitmek bilmeyen döngüler içinde nefes alıyoruz. Ölmek, mutlu olmak, belki de hayatında ilk defa mutlu olmak... Önceleri hep merak ederdim, ...
Gamlandım mı, güçsüzleştim mi, bilmediğim kuytu kenarlarda huzursuzca duruyorum. Durmak, şu anlık yaptığım en sesli eylem. Yastığa kafamı koyduğumda geçmiş h...
Bir veda mektubu yazacak olsaydım buraya neler karalardım onu düşündüm. Birçok şey yazmak isterdim belki de. Neleri seviyordum, neleri sevmiyordum ya da neyi...
Herkes derdinin dinlenmesini istiyor, çözüm bulunmasını istiyor, içini dökerek rahatlamak istiyor... Ama hiç kimse, karşısındakinin derin bir okyanusta olduğ...
Kullandığı ilaçların sayısını unutmuştu. Kendini “iyi” hissettirmeyenleri değiştirirken bir bir, aslında hayatın da tadına bakıyordu; modern zamanların sedat...
Yorgunum son günlerde ya da son günlerimde. Uçsuz bucaksız bir sıkıntı var içimde. Daha önceleri bunu boşluk olarak adlandırırdım ama bu seferki öyle bir şey...
İnsan kendini gerçekten de bu dünyada sürgünde gibi hissediyor. Aslında sürgündeyiz değil mi? "Uzadıkça uzayan sürgünlüğümüz." Mesela ucu ufka dayanan o ıssı...
En t'offrant Les Rêveries du promeneur solitaire, je pensais te donner l'envie d'être fort solidaire. Je voulais, au fond, que ton âme se complète dans sa qu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok