Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Günlerden Salı, vakitlerden ikindi. Öfke ile topuklarını ezmek pek adeti olmasa da, öfke ile topuklarını ezerek sokağın başından içeri girdi Servet Efendi. D...
Bugün öleceğim.
Soğuk bir kasım sabahı… Saat 6’ya geliyor. Vakit geçiyor durmadan ama içimdeki acı bir türlü geçmiyor. Yatağımdan çıktım ve camı açtım. Esen...
mesaim bitmiş, sıcacık yatağımda uyuma hayali kurarken birden feci bir yağmur bastırdı. bu yağmur değil; sanki tanrının soğan tarlasına gübresini saçan çiftç...
Hep gece mi getirirler bu çaylakları, kahpe olasıcalar. Açılmaz bu kapı güneşe kadar, kapıda yatasıca seni. Söylemezler mi ki bu bızdıklara akşam bu kapı açı...
“Bak anne, işte orada. Bize doğru geliyor, görmüyor musun? Baksana nasıl da büyüdü. Kapkara bir şey.”
Gözlerim yavaşça açıyorum. Annem, bir eli alnımda, diğ...
Bir trenin daha geçişini sakin gözlerle izledi. Geleceğe iki kişilik yer ayırtmıştı. Kalbi ve zihni suskun, dinginleşmişti. Hem kendi saatini bekliyor hem de...
Ferhat; otuz beş yaşında bir fotoğraf sanatçısı. Liseyi bitirdikten sonra, taşradan İstanbul’a gelmiş, birkaç yıl çalışıp biraz biriktirdikten sonra, Be...
Bu kirli gökte tek tük yıldız kalmıştır. Bununla birlikte nadiren de olsa çat kapı balkonumun göğünde beliren parlak ve kocaman bir dolunay, bir sigaranın ya...
Mekanik canavarın ezip geçen paletleri yok etmeye programlanmış, duygusuz dev bir robot gibi; fidanların, böceklerin, kaplumbağaların olduğu koyu yeşilliğin ...
İstanbul’a döndüm. İçim içime sığmıyordu, telefonuma sarıldım arkadaşlarımı aradım hemen.
Geldim ben
Dediler hoş geldin, kaç gün kalacaksın
Dedim O’na bağ...
Yaşamın ötesinde günler var, tıpkı geldikleri gibi… Bu cümleyle açtı gözlerini. Kahvesini içerken uyuklamış ardından hülyalara dalmıştı. Martı sesleri ile uy...
Derviş, koca avluda hem fiziken hem de ruhen yalnız kalmıştı. Kahya'nın süzülürcesine yürüyüşüne hayranlıkla bakarak karanlığa uzanan merdivenin tırabzanları...
Onu ilk duyduğumda çorbamı yarılamıştım. Kadife sesi ve akıcı konuşmasıyla dikkatimi çekmişti. Biraz duraksadıktan sonra istemsizce kulak verdim konuşmaların...
Gündüz Düşleri
Gündüz düşler görürüm bazen. Koşar yılki atları kıyı boyunca uçsuz bucaksız. Sarı yeleli, mavi yeleli, en çok da kızıl yeleli. Nalları her vu...
Radyoda bir türkü çalmaya başladığında ağlardı dedem. Çocuktum. Bilmezdim neydi adı, hangi türküydü.
Hüzne tabii olmayanlar çağında olduğumdan
anlamazdım ...
Yıllardır yaşadığım bu şehir ilk defa gözüme bu kadar yabancı gelmişti. Her sokağında anılarım olan bu şehir bir gün evden çıkıp öylesine yürüdüğümde bu kada...
- Hem akşam uyuyamazsın, kalk da yemeğini ye!
- Hı? Saat kaç?
- Dokuz oldu.
Saat dokuzdan da çıkmak üzereydi, söylemedim bunu ona. Bedenini az yana kay...
(Bu öykü Ol'ma yolculuğunda büyük anlamlar yüklenen şeylerin Ol'duğunda doyuma ulaşılıp anlamsızlaşması üzerine biraz da.)
-
Bu yola çıkacağını bilmeden ya...
"Hiçliğin içerisindeki varlığı vurgulamak ve onun olmadığı kısmı göstermek için bir kavram icat edildi, eksi sıfır ve artı sıfır olarak ikiye ayrıldı yokluğu...
Uzun bir sessizlik bir cevabı doğuruyor, doktor kadar heyecanlı bakan gözler artık bir ses isterken. ''Bilmiyorum…'' demiştim.
Bence de bilmiyorum aksine ço...
İlkbaharın bütün güzelliklerini sunduğu; eriyen karların toprağa, toprağınsa tohumlara, otlara, çiçeklere can verdiği ve güneşin bütün cömertliğiyle b...
Tapuya karşılık para. Şerefime karşılık haysiyetsizlik. "Satmadığın bir şerefin kalmıştı ulan ibine! " diyerek kendimle çetin bir mücadeleye girişmiştim. Ani...
-Biz niye böyleyiz Cevdet?
-Nasılız Yılmaz, anlamadım.
-Ben de onu diyorum. Ne olduğumuzu nasıl olduğumuzu anlamıyorum. Sabahtan akşama türlü insan oturuyo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok