Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Bugün ölüyor olabileceğimi öğrendim. Konu birden bire buraya nasıl geldi açıkçası tam olarak bilmiyorum. Tatil için geldiğim şehirde bir iki gün dolaştıktan ...
Pencerenin mermer pervazında oturuyorum. Cumartesi günü. Yağmur damlaları şeffaf cam üzerine gelişigüzel isabet ediyor. Pek fazla şey görme imkanım yok; karş...
Sınıflarca okulluk bir durum söz konusu okulumuzda. Ben deniz sınıflar bölümündeyim, sınıflar dediysem de tabi hepsinde değil benim bulunduğum bölüm sınıf la...
"Oğlum sen evlenemezsen sırf bu seçiciliğinden evlenemeyeceksin."
"Niye, ne istediğini bilmek suç mu kardeşim?"
"Hayır değil, değil de kim çıksa karşına bi...
Sonsuz bir anın muğlaklığında boğuldu. Hiç geçmeyecek sandığı derin sıkıntıları, şimdi gözünü ufacık görünün, hatta hatırlamadığı birer anıydı. Gözlerindeki ...
gitmek. en çok kendinden. yanlış bedenlerde çürütmek kendini. bolca gözyaşı, akan kan, ruhtan…
bir insanın ruhu kanar mı?
benim kanıyor.
böylesine acı ver...
Kızgın güneş tenini usulca kavururken, Tevfik ekşi meyve kokteylinden küçük bir yudum aldı. Gözlerini sakince ufka doğru kıstı ve rüzgârın ince dokunuşlarını...
Her gün, aynı saatte bir otobüste, aynı yol, aynı mazeret… Güneşin batışına yakın, otobüsün en arkasında, bir kalabalıkta zor da olsa yer bulmuştum. Sağımda ...
Kapılar...
Kapılardı bizi birbirimizden ayıran. Onu çok seviyorum ama onunla bir geleceğim olduğunu artık sanmıyorum. Âşık bir kadın olarak yerimde sayıp...
Bu hikaye şüphesiz ki bundan yıllar yıllar öncesine dayanmaktadır. Gerçekliği ne kadar sorgulanabilir olsa da günümüze kadar bir şekilde ulaşmış, Publius Ovi...
Rüyamda devasa bir bilgisayarın önünde ayakta duruyordum. Ve aklımda bir soru belirdi; doğru yerde miyim? "Evet tam da olman gereken yerdesin." diye yanıtlad...
Bir küçük karahindiba çiçeği. Bu soğukta ne arıyor dağ başında? Belki birinin, gelip de fotoğrafını çekmesini. Öyledir çünkü, ben eğilince fotoğrafını çekmek...
Rüyama gelip, o gece içimdeki karanlığı gördüm demişti, karşımda dimdik otururken ve gözleri parlayarak.
Tuhaf bir geceydi, iyi hatırlıyorum. O gece ona bin...
Yorgun bir geceydi. Saat ilerliyor ama bitmiyor. Zaman bir oyunun içinde beni oyalıyor, kaçıyorum, o kovalıyor. Penceremi açtım, soğuk bir rüzgâr içeri süzül...
Bura bir sarnıç mıdır yoksa bir gölet mi bilmem. Soran olursa «Eskilerden, Roma’dan kalma bir sarnıçtır» Derim. Su birikintisi bir miktar uzar gider de ince ...
Eğer yeterince edebîleştirirsek meşrulaşır mı tüm ahlaksızlıklarımız? Meşru kabul görmediklerimiz zaten edebîleştiremediklerimiz mi? İlerleyiş her zaman iyi ...
Etrafımda oyuncaklar dağınıktı; bir zamanlar onlarla oynarken hayatın ne kadar basit olduğunu düşünürdüm. Şimdi ise ellerimle şekil verdiğim dünyada, içimde ...
Şermin, odanın köşesinde duran eski aynaya bakarken kendi yansımasından kaçamıyordu. Ayna, hem kendisini hem de geçmişini gösteriyordu; bakmak istemediği o b...
Otogar nedense sakin geldi gözüme. Ocak ayına göre sıcak bir perşembe akşamı. Hele ki Eskişehir’de olduğumuzu düşünürsek bana bir yaz akşamı hissiyatı veriyo...
Ahmet Ağa, kapıyı çarptığı gibi içeri girdi. Çizmelerinin toprağını bile temizlemeden sert adımlarla masaya yöneldi, üzerindeki ceketi çekip sandalyeye fırla...
Kış güneşi, kütüphane pencerelerinden süzülerek masanın üzerine düşüyordu. Songül, masanın bir köşesinde felsefi bir metni okurken, Levent diğer köşede sessi...
Saat 03:59. Köprünün olmayan trabzanlarına dayanmaya çalışıyorum. Eski ve çirkin bir yapı. Dünyanın en uzun taş köprüsü olduğunu söylüyorlar ama dev bir kald...
Çetin’e çalışmaya başladığım günün üzerinden 185 paket sigara, 220 maktul/maktule, 52065 küfür, 120026 aksilik geçti. Çetin haklıydı, Sevgililer Günü arifesi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok