Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Ilık güneşli bir gün, okulumuzun yarıyıl tatili öncesi düzenlediği ''dostluk'' adlı kampı için otobüslere binip yola çıkmıştık, heyecandan yerimizde duramıyo...
Sobanın sol tarafı kapıya yakın, dar ve kapı her açıldığında soğuğun hissedildiği bir yer iken sağ tarafı ise odaya hakim ve daha geniş bir yerdi. Sobanın sa...
Genç adam, evliliğinin yedinci yılında hâlâ Hatice’ye aşık, çocuklarına bağlı bir babadır. Kasabadaki kırtasiye dükkanı küçük ama huzurlu bir yaşam sunmuştur...
Komşusu, ağabeyi bildiği Remzi Efendi'nin selâsını verirken ağlayacak olmuştu Yasin Hoca. Hatta Hûseyni makamında okuduğu selânın son kısmında dalgınlığa kap...
Bu gecenin ardından tam yedi yıl geçmesine rağmen İlyas eve gelmemişti. Hatta ailesiyle bağı öylesine kopmuştu ki, vefat eden annesi Nida Hanım'ın cenazesine...
Ailesinin verdiği tavsiyeleri reddedip ona ne yapmak istediği sorulduğunda ise yıllardır aynı şeyi söylüyordu. İlyas, yanık sesini, söz yazma ve saz çalma ka...
Freud, masanın başında oturmuş, genç adamı izliyordu. Elinde tuttuğu eski bir defteri inceliyor, bir yandan da kaşlarını çatarak anlamlı bir ifade takınıyord...
Asuman'ın anlattığına göre keşmekeş yaşıyormuş oğlu.
Gece geç saatlere kadar dışarlarda takılıyormuş.
Babasının vefatından sonra bir daha toparlayamamış ke...
Bu öykü Morpheus'un saçma düşlerinden fırlamış karakteri ve @üçüncü'nün alaycı hayaliyle bütünleşip ortaya çıkmıştır.
Ağaca tırmandı, ince dalları arkasınd...
Aileme, alnıma, göğsüme, bacaklarıma ve kalçalarıma bulaşmış siyah bir lekeyim ben.
Kara bir leke.
Ne kadar yıkansam da temizlenemiyorum artık, içim çürüyo...
Genç adam neşesiyle meşhur ruhunu geride bırakmış, memuriyetinden istifa ederek köyüne dönmüştü. Kalbinin derinlerinde bir inanç ve değişim vardı. Ama bu dön...
Beyaz zemin üzerinde satranç tahtası hâlâ iki genç adamı karşı karşıya getiriyor. Siyah taşların ardında oturan neşeli genç adamın yüzünde yine o rahat, umur...
Berduş ve Osman Amca
Sabah erken kalkmıştım. Hava, aydınlanmak için gökyüzünden bir işaret bekliyordu sanki. Öylece duruyordum. Kahvaltı yapacak bir şeyim v...
Genç adam, kasabada geçen sıkıcı günlerin boğuculuğu içinde kaybolmuştu. Hayatında hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı; Hatice’ye dair bir düşüncesi yoktu, ne onu...
Küçükken, bir gün bir yazar hakkında "Onun kalemi çok sağlam, çok iyi yazıyor," dediklerini işittim. Ödevlerini yaparken yamuk yumuk yazdığı için annesinden ...
Küçük bir deniz kasabasında yaşayan genç bir sanatçı vardı, adı Eylül.
Eylül’ün evinin penceresi, masmavi bir denize ve sonsuz gibi görünen bir gökyüzüne ba...
Genç bir adam, geçirdiği bir kaza sonucu gözlerini hiç bilmediği bir dünyada açtı. Aynaya baktığında gördüğü yüz aynıydı. Ancak konuştuğu ana dil başka, etra...
Servisten iner inmez ayakkabısının yarısı çamura battı, sıçrayan çamur takım elbisesinin pantolonuna küçük küçük kahverengi lekeler bırakarak hoş geldin köy ...
MUNZUR DAĞLARINDA GÜLABİOĞULLARI
Biz Gülabioğulları olarak yüzlerce yıldır var olmuşuz ve var olduğumuz sürece Munzur Dağları'na
yaslanmış, yüksek yaylalar...
Osman dede yaşına göre dünyaya geniş bir pencereden bakabilen, yüzünden gülümsemesi asla eksik olmayan, sohbeti ile insanların içini ısıtan bir insandı. 82 y...
Sabah büyük bir heyecanla uyandı.
Çocuklar yoktu, kahvaltı hazırlanmayacak.
Ey özgürlük...
Amerikan filmlerindeki kadınlar gibi entelektüel tavırlarla fil...
- Bazen kabuğu kendin soyman gerekir. Yaranın iyileşmesini beklemek her zaman daha acısız ve iz bırakmayan çözüm olmayabilir.
- Bir de kabuk bağlayamayan ya...
Görüş mesafesi çok kısalmıştı, korkuyordu. Arabayı bir kenara çekmek istiyordu ama arkadan gelen dikkatsiz bir sürücünün kendisine çarpma ihtimali tüyl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok