aynı kulvarda koşmaya çalışan iki canım vardı

biri ellerimin içindeki kurumuş kan

diğeri gözümün ufkunun değdiği yer oldu

sona ulaşmak çok zordu,

ellerim yapış yapıştı

kimseler anlamazdı beni,

en çok anlayan bile azıcık,

yoklar kadar vardı.


ben ne yapayım bilmezdim,

hayatın zorluğunu herkes gibi

kontrol edemezdim içimde

bitmez bilmez bir hüzün

öfke, tiksinti, yalnızlık

binden fazla korkular, yanıp tutuşan

kırgınlıklarım biricik olmazdı hiç

binlercesi üstüme gelen, derisi yanık yılanlar

kıskançlıklar, içimi yiyen yılanlar, kurtlar, köpekler

ben, yamyam insanoğlu,

zararsız can derlerdi bana

lakin bilmezlerdi, onlara değildi belki zararım

fakat zarar verirdim,

zararlı bir can, acınası bir bilinç, benlik

bir gözü açık ölmüş demişler ardımdan

ben bile demezdim.


kimsesiz, biri bile yokmuş o ölürken

son nefesinde bağırmış,

yine de duyan olmamış

üzüleceği birisi bile yokmuş,

kimse kırmamış kalbini ondan başka

hiç tatmayacaklara anlatırken,

değmeyenlere, değmemişlere

yılanın dişi, empatisizlik içine dert olmuşta

kimse yine bilmemiş zehrini yılanın

bağımlılık bir zehirse, insanı yakarmış

ve kimse bilmezse içindeki zehiri

herkes yanarmış.

küller uçuşmuş uçuşmuş ilişmemiş kimsenin göz kenarına,

benden başka bilen olmazmış.


akan kan nerden çıktı, o çakmağı kim ateşledi

kimsesiz bir bağımlı, kimseli bir seyyah,

dopdolu insanlar etrafında, kahkahası bol bir kainat,

kahkasız bir işsiz, babası kendini vurmuş bir kız

gözleri bir deniz feneri olur sanardım,

tek bir yalnızlığın içinde el ele tutuşur,

tutuştukça yarardık/

sanardım, çok sanırdım


bir kelime düşledim, yalnızlıktan uzak

kimsesizlikten bihaber

bir kelime düşlerim daha önce herkesin ağzına gelen de çıkamayan,

şiirin en vurucusu, anne memesi, baba gelişi

bir kelime düşledim, çatlamaz parlar fakat dilimin ucuna yerleşince bırakmaz bir yaşamın öz suyu,

bir kelime düşledim, bensizlik, onsuzluk, hiçlilik hiçsizlik hırsızlık.

bir kelime düşledim, derin bir kahkahasız.