Elbette bugünün geleceğini biliyordum ama bu şekilde olacağı aklıma gelmezdi. Evden ilk ayrılan kişi olma fırsatı iki kez elime geçti fakat bu fırsatı, fırsat olduğu için değerlendirmek istemedim. Madem olacak bari tam olsun istedim ve işte sıra sana geldi ağabey. Yaklaşık iki ay sonra 25 olacaksın ve yıllardır seçtiğin bölümü okuyorsun. Yakın sayılabilecek bir zamanda uzmanlık sınavına da girdin ve sınav sonucun belli oldu. Çok hazzetmediğini sandığım yere, o ile gideceksin ve haftalardır ev bakıyorsun. Ev bakıyorsun çünkü bunca yıl boşuna okumadın. Kendi paranı kazanacak, istediğin/hoş bulduğun bir evde oturacak ve artık orada yaşamaya başlayacaksın. Senin adına çok seviniyorum çünkü sonuçta bunun için çabaladın fakat kendi adıma konuşacak olursam ne zaman senin ‘’gitmen’’ konuşulsa gözlerim doluyor ve bir parçam kaybolmuş gibi hissediyorum. Sonuçta 19 yıldır her anımda sen de vardın yanımda. Artık kimse odama gelip ‘’Sorun var mı?’’ diye sormayacak bana. Kimse odama gelip boy aynamdan kendisine ve kaslarına bakarken bana rastgele bilgiler vermeyecek. Kimse annemle karşılıklı konuşmalarımızda araya girmeyecek. Kimse annem beni dinlemediğinde araya girip benim derdimi dinlemeyecek. Akşam uyumak için odamın ışığını kapattığımda çaprazımdaki odadan beyaz bir ışık gelmeyecek. Artık evde eskisi kadar fıstık ezmesi, muz ve yulaf olmayacak çünkü evdeki hiç kimse shake yapmayacak her gün. Kimse bana takılmayacak. Sen olmasaydın kimse bana GTA San Andreas’ın hilelerini A4’e yazdırıp vermezdi. Senin dışında kimse beni oyun dünyasına itemezdi. Kimseyle yıllar önce odalarımızdan karşılıklı olarak Seda Tripkolic’in Gözlerinin Yeşilini Özledim şarkısını açamazdım. Kimse bana serviste duyduğum İngilizce şarkıların adını söylemezdi. Kimsenin kumbarasından harçlığımı erken bitirdiysem kantinden bir şeyler almak için bozuk paralar alamazdım, çekmecesinden 50 lira aldığım gibi. Kimse odama gelip şöyle bir göz atmazdı. Kimse Sims’i defalarca indirip yüklemeye çalışmazdı bilgisayarıma. Senin dışında kimse Torrent’i öğretmezdi bana ve senden başka kimse bazen önümdeki en iyi bazen de en gıcık örnek olamazdı. İnanır mısın bilmiyorum ama evin içinde parfüm sıkılmasına kızıp evden çıkarken evi parfüm kokutmanı bile özleyeceğim. Hep bir yanım geçmiş iki evimizde de bu evde de senin odana güneş ışığı gelmemesine uyuz olacak. Benim odamın çok güzel olduğunu söyleyip durman üzerine istersen odaları değiştirebiliriz fikrime karşın gidecek olman da hep kıracak beni. Belki de en olmadık zamanlarda fakat sanırım hayat tam olarak bu. Beklenmedik gibi gelen ama aslında beklenen. Gittiğin ve gideceğin yerlerde şansının hep seninle olmasını, kurduğun hayallerinse teker teker gerçekleşmesini umuyorum. Şöyle bir baktığımda da artık burada pek kimsemin kalmadığını görüyorum. Okulları yüzünden değil ama belki de hayatımda gerçekten hiç var olmadıkları, beni bunca zamandır hiç önemsemedikleri için. Dolayısıyla son kez umuyorum. Daha güzel günlerde, daha güzel kişilerle, en istediğimiz şekilde görüşmek üzere.

Not: Yanında götürmeyeceğini bilsem de umarım senin için, şu anki çalışma programımda yapabileceğim ve yaptığım en iyi The Fairly OddParents tuvalimi beğenirsin. Jimmy Neutron’u görebileceğimiz nice günlere.