Bugün duymamazlıktan geldiğim iç sesimle yazıyorum. Fakat birine bir faydam olsun diye değil, beni yanlış anlamayın, hem benim gibi birinin kime ne faydası olabilir ki? Bugün kendisine inatla sağır kaldığım bu cızırtılı sesin sözcüklerime hakim olmasına izin veriyorsam, yalnızca başka seçeneğim olmadığı için. Küsmemek için yazdıklarıma, küsmemek için edebiyata, raflarda tozlu bırakmamak için kitaplarımı, bir adım atıyorum, çıkar yol bulamadığımdan, sözcüklerden kaçma isteğime rağmen direne direne yazıyorum.
Yaklaşık dokuz aydır, daha doğrusu tamı tamına dokuz aydır uyandığım her gün sakinleştirici içiyorum. Artık gün içinde bir şişe suya değil, bana kaybettiğim kendimi, aklımı, zihnimi ve duygularımı geri vereceğini sandığım küçücük haplara susuyorum. Oturup akıl yordamıyla düşününce, bir insanın neredeyse bir sene boyunca her gün sakinleştirici alıyor olması iç açıcı değil. Yarın, muhtaç olduğum belki muhtaç ettirildiğim o küçücük hapı almazsam, kime daha doğrusu neye dönüşeceğimi bilmiyorum. Aralıklıda olsa hissettiğim bu iç huzurun tek sebebi, onlarmış gibi geliyor, eğer şimdi kalkıp çöpe atarsam tüm şişeyi, ani bir kararla diyorum, kalkarsam yerimden, atarsam çöpe bedenimde biriktirdiğim tüm o kimyasal çöplüğün vücudumdan çekilmesiyle birlikte bir gece yarısı kendimi öldürmekten korkuyorum. Kendime olan inancımın zedelenmesinden, kendime olan inancım küçük bir sakinleştiriciye bağlıymış, kendime olan, demek ki hiç var olmamışım ben. Olur da birkaç gün sakinleştiricilerimi alamazsam, hastaneye gitmemişsem, hem sevinçle hem de buruk bir umutla içtiğim bu ilacı olur da birkaç gün ertelersem, tüm dünya, tüm dünyam bulanıklaşıyor. Öyle bir bulanıklık ki bu, içinden dokuz ay boyunca sağır kaldığım gerçekliği doğuruveriyor. Zeminde takırdayan ayakkabılarımın sesine odaklanıyorum, gözlerimin vücudumdaki yerini bulmaya çalışıyor, gördüğüm her şeyi, bulanık aklımla, her zaman olduğundan daha iyi algılamaya başlıyorum.
İçmezsem o ilacı, o küçük yılanı, beni günden güne zehirleyen; gecelerin ve dünyanın ürkünçlüğünden tetikleniyor, kafam karışıyor, ya kendimi asmak ya da saatlerce hiç bilmediğim bir yöne doğru koşturmak istiyorum.
Evimdeki tüm ilaçları kusmak istiyorum, beni anlıyor musun?
Kanımda gezinip duran bu iğrenç çocuğunu doktorların
Beni benden uzaklaştıran
Beni sakinleştirip sakinleştirip
Sandığımın aksine tüm duygularımdan uzaklaştıran
Artık acı duyamıyorum, duyduğum tek şey kırgınlık
Artık ağlayamıyorum, şanslıysam birkaç damla süzülüyor gözlerimden
Ne okuduğum kitapları anlıyorum
Ne yazdıklarımın bilincindeyim
Sanırım bu ilaçları içe içe aptal olup gideceğim, aptal olup yiteceğim
Ama sakinleştiricimi almazsam
Hayatla, hayatın ortasında duran ben'le
Nasıl baş edeceğim?
Bir karar vermem gerekiyor
Ya bugün bırakacağım tüm ilaçlarımı
Ya da her gün
Bir önceki günden daha sakin
Bir önceki günden daha sakin
Ve sakin ve sakin olacağım
Belki aylar sonra
Gözleri açık fakat yılları uyuyan bir kadın olarak gezineceğim aranızda
Belki şimdiden o kadın olmuşumdur
Belki ben
Şimdiden...
Yazmak istemiyorum, gerçekten düşündüklerimi yazmaya ne cesaretim ne de halim var.
Eğer yazmaya devam edersem, kendimi atmak isteyeceğim.
Eğer yazmaya çaba sarf edersem
Kendimi
Tüm ilaçlarımla beraber
Kusmak
İsteyeceğim