Sevgilim, 

bu şiiri sana 100 yıl önceden yazıyorum 

100 yıl alacak çünkü gelişin, biliyor fakat üzülmüyorum 

Yokluğunu dolduruyorum 

Bazen bir kitapla bazen bir şiirle 

Şarkılar dinliyor dans ediyorum 

Küçük çocuksu oyunlar kuruyorum 

Hiçbirini hayata geçirmiyorum 

Tehlikeli oyunlar oynamak istiyorum bazen 

Uçurum kenarlarına gitmek 

Hayatın anlamını düşünmek gibi 

Korkma hiçbirini yapmıyorum 

Yalnızca gökyüzünü seyrediyorum 

Bazı yorgun zamanlarda 

Yalnızlığımı dizginlesin diye 

Bulutları içiyorum 

Sessizliği örtüyorum üstüme gece olunca 

Her şey son bulunca 

Bir günün ardı oluyorum 

Uyku tutmayınca 

Kalkıyorum bir şiir demliyorum 

Gündüz düşlerini tekmeliyorum 

Mutlu şiir yoktur sanıyorum 

Umuttan söz etmiyorum 

Gemilerimi ay ışığında yüzdürüyorum 

Yıldız ağlarına takılıyor balıklarım, önemsemiyorum 

Pullarından yeni yıldızlar doğar nasıl olsa biliyorum 

Bu mısraları sana 100 yıl önceden yazıyorum 

Geldiğinde 100 yıl büyümüş olacağım biliyorum 

Hayatın fırınında yavaş yavaş pişiyorum 

Yanmadan çıkacak mıyım bilmiyorum 

Belki biraz korkuyorum 

Korkularımı puslu yıldızlara anlatmıyorum 

Işık’ları sönmesin diye açık bırakıyorum 

Üstüme geceyi örtüyorum 

Yine de uyuyamıyorum 

İşte sana böyle bir geceden 

100 yıl önceden sesleniyorum 

Geldiğinde kim olurum bilmiyorum 

Değişeceğim elzem 

Mutlak bir birlikteliğimiz olsun diye 

Hayatın ununda eleneceğim 

Seni üzmemek için kendimden gideceğim.