ama işte biz böyleyken, bölgeden uzakta, yakınını kaybetmemiş olduğu halde böyleyken onları düşünemiyorum. demek ki yakınmışız diyorum, o insanlarla. hiç görmediğimiz tanımadığımız belki dilini bilmediğimiz o canlarla. sahiden yakınmışız, birmişiz aslında.
dilini bilmemekten kastı anlamışsınızdır, uzatmadan söyleyeceğim. 6 Şubat'a kadar ırkçı sanardım kendimi, başta kabul etmeyip makul gerekçelerle karşı çıktığım sonrasındaysa evet ulan öyleyim diye sırtlandığım bir kavramdı bu. ama ne oldu, öfkeli cümlelerimin hepsi puf olup uçtu. günler sonra sosyal medyada yazılanları okuyana dek oradakilerin kim olduğu, nasıl konuştuğu umrumda olmadı. hepsi insandı çünkü. evleri toza toprağa dönüşmüş, bir kısmı hayatından olmuş insanlar.
müdahele görmedikçe has kalıyor acı, o yalın haliyle sarıyor insanı. başka unsurları düşünemiyorsun, umursamadan üzülüyorsun. unutmayın hepimiz göğüs kafemizin içinde bir kalp taşıyoruz. başımızı ağrıtan sorgular, savaşlar sonradan başlıyor. ama haklı, ama haksız. kurtuluşu da pek yok.
ne hissedeceğimizi, neye inanacağımızı şaşırmış durumdayız. kim neyi hangi niyetle yapıyor bilmiyoruz. her şey insani geliyor, bir avuç ahlaksız dışında herkes akla hayale sığmayacak yöntemlerle, inanılmaz bir çeşitlilikle yardım üretiyor. canla başla çalışıyor. güvendiklerimizi yaymaya, korumaya, savunmaya çalışıyoruz çünkü elimizden bu geliyor. herkes bir şey istiyor, her kez bi konuda uyarıyor ve ağzı olan herkes sürekli konuşuyor. bize de acaba ülke olarak muhteşem bir hazırlık ve organizasyon gücümüz olsa her şey nasıl olurdu onu düşünmek kalıyor. aksi mümkün olmayan bir durumun içinde olduğumuzun farkındayım. insanın olduğu en ufak senaryoda bile kontrolü sağlamak aşırı zorken, böylesi bi atmosferde kaosu önlemek elbette imkansız. ama bunu bilmek bir şeyi değiştirmiyor. gürültüden ürküp kaçan çocuklar gibiyiz bazılarımız. sürekli ağlıyoruz, bitsin diye bekliyoruz ama bitmiyor. ne yapacağımızı bilmiyoruz. kaçamıyoruz. gözümüzü kapatamayacağımız bir gerçek bu. bir iki günde hafiflemeyecek bir acı. unutulmayacak bir yara. kabullenemeyeceğimiz bir utanç.