bu yazın sanırım ilk sivrisineğini geçenlerde ağırladık, ve uğurladık. gerçi yaz diyorum ama havalara da asla güven olmuyor. geceleri ince battaniye örtüyorum hala. önce yüz yıl süren bi kış yaşadık, sonra ufaktan bahar gelir gibi oldu çiçekler açtı falan. ama ardından bi baktık hala üşüyoruz. bi gün hava çok sıcaksa ertesi gün baya rüzgarlı olabiliyor. ya da yakan güneşli sabahlardan sonbahar tadındaki akşamlara varabiliyoruz. neyse, hakkını yemeyeyim geçenlerde iki gün mis gibi yaz havası vardı geç saatlerde de. mutlu hissetmiştim çok.


gece şeyi düşündüm; paralel evrenlerin gerçek olduğunu varsayarsak, diğer evrenlerdeki versiyonlarımız tamamen başka benlikler midir yoksa ortak bir bilinci mi paylaşıyor sayılırız? hepimizi birbirimizden separate düşünebilir miyiz/düşünmeli miyiz? ama bu meselenin özü zaten başlangıçta, bizim her bir karar ve seçimimizin farklılığına dayanmıyor mu? tabi ben böyle düşünürken, başka bi evrendeki halim de main karakterin kendisi olduğunu düşünüp beni alternatif olarak sayıyor olabilir. olabilir dimi? haksız da sayılmaz, sayılsa da bilemeyiz ki...


insanlar hakkındaki fikirlerim bu ara çok değişiyor. özellikle kimseye fazla bağlanmama, çarçur edeceği kadar değer vermeme gibi konularda günden güne daha çok farkındalık kazanıyorum. birini ne kadar çok seversek sevelim ondan vazgeçmeyi bilmemiz gerekiyor ve şu an romantizmle yakından uzaktan alakası olmayan şeylerden söz ediyorum. onları zaten kafada bitirdik, neyi nasıl yapmalıyızı zaten biliyoruz sayıp oralardan arta kalan bolca ilgi alaka, kıymet ve özeni harcadığımız yerlere geldi mevzu. arkadaşlıklar, ötesinde dost dediklerimiz hatta.


kendimi açıkça ifade edip hislerimi ortaya döküyorsam, karşımdakinden az da olsa hassasiyet beklerim. çünkü zaten o seviyeye ulaşmışız ki sessizce bırakıp uzaklaşmaktansa iletişimi deniyorum. buna rağmen bitmiyorsa kırgınlıklarım, sürekli üstüne yenileri ekleniyorsa hatta, muhatabımın benden göreceği herhangi bir tavırda bunu sorgulama hakkı kalmıyor. hatta inanır mısınız, üzülme hakkı bile yok bence. kendi düşen zaman zaman ağlayabilir, bu durumlarda değil. kimsenin psikolojik süreçlerini, bencil veya düşüncesiz yaklaşımlarını kendi ilişkimiz özelinde yönetmeye gücüm yok artık. kendimi paralaya paralaya diğer her şeye de dermansızlaştım.


sanırım hayal ettiğim durumlara yakın bir gelecekte kavuşamayacağım, hep mi imkansızı istiyorum acaba?