bayadır yapmamıştım, yazmayı. yine mecbur kaldım.


neresinden tutup da nasıl anlatacağım bilmiyorum. sanki bu sefer bi nebze daha kolay atlattım. öldüğünde çok ağlayacağım biliyorum, herkes acıdan sanacak ama benim tek hissettiğim tarifsiz bir rahatlama olacak. önceden bunları düşünmekten utanır çekinirdim, dayanamaz kaçardım. şimdi öyle kolay çıkıyolar ki ağzımdan, inan şaşırmıyorum bile artık.


o çarpık hayat görüşünden tiksiniyorum, varlığını katlanılmaz buluyorum. yanımda yakınımda olduğun her an kaldırabileceğimden fazla yüklerle sınanıyorum. o kadar uzun zamandır bu derdin içindeyim ki, senelerdir sayısız çare düşünmeme rağmen işin içinden nasıl çıkılır bilmiyorum, senden ve yaptıklarından kurtulamıyorum.


ama merak etme. sandığımdan çok daha güçlüymüşüm ki şu an hayattayım. az önce saçlarımı özel bi şampuanla yıkadım. her zaman hareket etmeye dermanım olmuyor ama bu sefer farklıyım. stres denen bi beladan söz ediyorlar dökülme sebebi olarak, tabi seni tanımadıkları için suçu ona atıyorlar. birçok şeyi anladım artık. bi damla kanımın senden bin kat daha değerli olduğunu, sana hasta diye iyimser bi sıfat takmanın beni rahatlattığını ve son zamanlarda sıkça kurtarıcım olduğunu, bir de aynı kaderi yaşayan sayısız kişiyle ortak bi kümede buluştuğumuzu..


umarım hepsinin, pardon fazla polyanna oldu, birçoğunun benim gibi bi kafası ve kalbi vardır. toksik mi değil mi çözemeseler de onları hayata bağlayan umuttan vazgeçemeyen bi ruhları ve böyle hayatlarda küçücük balkonlarına kocaman çiçek bahçeleri kuran anneleri gibi bi kahramanları. sana, senin gibilere, size inat biz mutlu yaşayacağız çünkü. bırakmayacağız.


sana rağmen yaşamayı seveceğim mesela. istemem heves etmem diye kenara ittiğin ne varsa dört elle sımsıkı sarılacağım. sen dünyayı sevmiyor olabilirsin, ben aşığı olacağım. içimde kül ettiğin her yeri yeniden ışıltılarla dolduracağım. ne kadar yaram varsa hepsini saracağım. doğru saydıklarına isyanlarla bağırıp yanlış dediklerin arasından kendi doğrumu yaratacağım. çünkü ben buyum. hep buydum. istesen de istemesen de, kabul etmesen de, eziyetlerin bitmese de, kendine atfettiğin görevlere ters düşse de. senin zıttınım. ne değilsen iyice oyum artık. sana benzeyen her şeyimden de kurtulacağım. elimden gelen en hızlı şekilde, ama çok uzun zaman sürse bile mutlaka, kesinlikle.


sensiz bi hayat nasıl olurdu senaryoları için henüz hazır değilim, sen yerine bi başkasıyla nefes alır mıydım düşünmesini daha sonraya bırakacağım ama elbet bir gün onu da hakkıyla yapacağım.


artık daha da uzağa gidilmez denilen her seferinde aramıza daha uzun mesafeler giriyor, katlanarak artıyor. iyi ki giriyor ama biliyor musun, çünkü ben onları senden başka yollara sapmak için kullanacağım.


baba, seni suçlayacak ne çok şeyim var bilemezsin. ama anlamayacağını bilerek anlatmakla kendimi yormayacağım. dilesen de hiçbir işe yaramayacak özürlerini beklerken yitirdiğim şeylerden çok şey çıkardım. seni affetmeyeceğim, sana bir daha sarılmayacağım ama seni bir gün mutlaka unutacağım. baba biliyo musun ben sensiz çok mutlu olacağım.