Ne kadar habersiz, bilinmesiz kalabiliyor düşündüklerimiz, hissettiklerimiz.
En başta kendimizden ama düşünülen, hissedilen öznelerin habersizliğinde takılıp kaldım. Karşılıklarını ödeyebilecekleri, karşılıklarını verebilecekken; neden, diye sızlanıp yorulmalarının seslenişi değil sadece bunun "oluş"u.
Aynı su damlasının tenlerimizin zerrelerinde ilerleyişlerini beraber hissedebildiğimizi anımsadığımızda, birbirimizden habersiz kalan tek taraflı sürüklenişlerimizin nasıl da takılmadan akıp gitmesi... Ah ne kadar güzel düşünmesi... Ama bunda bile selintide takılıp kalan çöpün aklıma gelmesi neden?