Tutunamadığın her gün için
Her yeni gün ve her gün batımı
Olamadığın, akşamından doğamadığın
Bir türlü kafandaki sesleri susturamadığın
Tam karışırken hayatın içine
Aklının kapkara elleriyle yeniden gömüldüğün için şu aptal fildişi kulene
Kendini suçlayacaksın
Hayatın boyunca yakanda duran koca bir leke olacak bu suçluluğun, yaşıyor olmaktan, yaşadığının zannından sen koca bir suçsun
Hadi, söylesene ona gerçekte nasıl hissettiğini. Aslında onun sevgisini birlikte olduğun zaman boyunca hiç hissetmediğini, aslında artık hiçbir şey hissedemediğini; suçluluk duygusundan başka.
Merak ediyorum, sen bir insanın kendi ellerini dahi hissetmemesi ne demek bilir misin? Bir haber olmasını titrek ellerinin varlığından, içtiği sigaranın yerinden dudaklarının.
Yaşamamak kendi vücudunu sonra yaşamak için sevişmeye çalışmak, seninle olmaya çalışmak ve belki karşılıklı bir tüketiş, tükenişin uçurumuna doğru atlamak, sonunda yine dudaklarından epey uzak, seninlede olsa aynı yatakta uzanıp bambaşka dünyaların sen gibi yalanların göbeğinde çırılçıplak, ben gibi yalnız; kısır topraklarına doğru gömülmemek için çırpınmak.
Üzgünüm, seninle birlikte ruhumda bambaşka bir kadını daha doyurduğum için hiç görmediğin.
Fakat o kadın o kadar aç ki, bana yer kalmıyor. O kadın o kadar aç ki, o kadar baskın… Ben bambaşka bir şehirde bambaşka bir hayat kurmak için çabalarken bile zincirlediğinden beni çürük etlerine; dört duvar arasında oynaşan, sırtı kambur, gözleri kör, sağır, dilsiz gölgelerinin. Ve sonrasında hiçbir önemi kalmadığı için üstünde uzandığım şehirlerin…
Üzgünüm
İçimde büyüttüğüm tüm
Sakat kadınlar
Ve yeniden doğuramadığım
Koynuma alıp gebe kalamadığım
Hayatın neşe dolu oyunlarından uzak
Sancılı
Çocukluğum
Bir türlü
Tutunamadığım
Olamadığım
Doğamadığım
Suçluluğundan kopamadığım
Her
Yeni
Gün
İçin