Neyse, uzun bir aradan itibaren sanrılarım ve düşünsel sancılarım arttığından olsa gerek, gecenin en sevdiğim saatlerinde oturmazdım bilgisayarın karşısına. Her defasında karşısına alıp sohbet ediyordu benimle güzel Meryem, bilmiyorum, hala olmamasına alışamadığımdan mı, yoksa gerçekten psikolojimin yer altı zindanlarında çözülemeyecek büyük sanayi tipi sorunlar gerçekten var mıydı? Kalıtımsal olan evren bozması yaratılışıma neden karşı geliyordum? Hareketsizce saatler boyu bir insan uzvunu andıran o güzel denizde gözlerimin rengi boyanıyordu ve hiç kıskanmıyordum. Artık her şeyin eskisi gibi olmayacağına inanmakla beraber bu söylemim sadece tarihsel bir anekdot olup anlık bir devrimden ileri gitmiyordu, işe yaradığı doğru olabilirdi, tüm vücudum anlık bir dopamin salgısı yaşıyordu. Ey farkındalıklarımın arasında öylece kalakalmış ukde, ellerinin arasında boğulmamaya yemin etmiş, kalbimi böylece orta yerde bırakman doğru mudur kutsal kadın? Söylüyorum sana, hep söyleyeceğim acılarımın laçkalaşmış değersizliği neye sebep, söyle bana güzel Meryem?

İnsafsızlığın sert oluşu

bir keskin zemin üzerinde

insanlığın terk ettiği

bu yüce ruhumu sana adamayacağım artık.

İtibarsızlaştırıyorum kendimi, senin ruhundan özgür bırakıyorum, her gün yeniden yapıyorum ve aynı yerde tekrardan kalıyorsun, tekrardan seninle oturuyor, sohbet ediyor, ayın kadim yörüngelerini çok bilmişliğimizle alt ediyoruz. Yağmurlu bir günün ardından güneşli bir sabah tekrardan yaratıldığımıza inandığımız geceyi hatırlamamız için kendimize verdiğimiz çocukça yeminler... Terk edilmiş bir bedenin altında tekrardan kendini bulduğun o geceler ve sabahlarında tekrar nefretin ve öfkenin benim üzerime dayattığı o çirkin sebepler... Ben sende yalanı ve büyük kurguların inşa ettiği o hırsızı tanıdım. İşte tüm olan biten bunlardan ibaretti. Bana dayattığın kanlı fikirlerinle vazgeçtiğin bedeni yıpratma, hatta daha ileri safhalarda öldüren bir katilsin sen.

Seni tüm olan biten karmakarışık hayatımda hep hatırlayacağım, onur duy kendinle zira yücelt ruhunu bana her ne kadar yakınsan da...

Kafamın içinde dönüp büyük bir ses kirliliği haline gelen evrimsel inşaat çalışmaları bunlardan ibaretti. Ben, ismini bulmuştum kafamın içerisindeki bu kargaşanın:

Çarpık Nöronsuzlaştırma ve Uzuvsuz Yalanlar