Kur’an-ı Kerim’de geçen sayıları her zaman merak ettim.


Çünkü sayıların içsel bir dengesi olduğu kanaatindeydim. En önemli argümanların sayılarla güçlendirildiğine tanıktım.


İnsani ilişkilerde dahi rakam vererek konuşanların daha inandırıcı olduğunu biliyordum.

          

İnancıma göre kâinatın asıl sahibi olan Allah’ın rakamlarla insanlara yön açacak öğütler vereceğinin bilincindeydim.


Tasavvuf öğretilerinin dergâhlarında 7.12.17.40 gibi sayıların muhtevasını araştırdım. Mevlevi, Bektaşi, Yesevi, Nakşibendi öğretilerinin hemen hepsinde sayıların belirli çağrışımlar oluşturduğunu öğrendim.


Kur’an-ı Kerim’de geçen sayıların anlamını kavramaya koyuldum.

           

İçlerinde en çok 309 sayısı ilgimi çekti.

           

Ashab-ı Kehf, günahkâr bir toplumdan 300+9 yıl daha uyuyarak kurtulmuştu. Uyandıklarında hidayetle buluşmalarına bu uyku vesile olmuştu.

           

7 uyuyanlar aslında gözlerini kapatarak gerçeği öğrenenlerdi. 309 yıl bir mağarada Allah’ın kendilerini günahtan esirgediği insanlardı. Hayatın asıl erdemiyle karşılaştıklarında onları günahtan sakınan yaratıcılarına yönelmelerinin mükâfatına ermişlerdi.

           

Oysa Ashabı Kehf için asıl uyanış, Allah’ın çizdiği yola sarıldıkları anda olmuştu.


Tasavvuf büyükleri bu meseleye derin anlamlar yükleyerek, asırlar boyunca anlatılacak bir öğreti ortaya çıkardı.

          

Pagan bir toplumda tek tanrı inancını koruyan bu insanlar, asırlar boyu sürecek olan tevhit öğretisinin sembolü haline geldiler.


309 sayısı ise hem tevhidi hem de uyanışı temsil etti.


309’un keskin anlamı ise Allah’a inanmanın aslında insanı büyüten ve ileriye taşıyan bir hakikat olduğunu gözler önüne sermesiydi.


İnananlar için Tevhit, insanı özgürleştiren, aklı çalıştıran, kalbe ferahlık veren, olmazları olduran biricik inançtı.

           

İman etmek, aslında insanları uyutan değil uyandıran bir olguydu.


İman edenler mutlaka uyanmalıydı.

           

309’un derinliklerinde yer alan mutlak hakikati öğrenmek çoğumuzun aklına gelmedi.

           

Belki de bu yüzden asırlardır ziyaret edilen 7 uyurlar mağarasına uyanmak için gidenlerin sayısı oldukça azdı.

           

Sezai Karakoç, uyanmayı bekleyen iman sahiplerine hakikati “Ashab-ı kehf mağaraları kapandı Veliler yağmur ateşlerinde yandı” diyerek anlatmaya çalıştı.

          

Bu yazı da İslam mektebinin müntesiplerinden okunarak, dinlenilerek,uyanmak isteyenler için yazıldı.


Sonuçta 309 herkesi uyandıracak değil ya!