Sorma bana bu ne diye
Uzun rüyaların kısa anı
Cevapsız soruların yönergesi
Yoklukta varlık bulan beden
Melankolik ruhun yansıması
Platonik aşıkların haykırışı
Uykusuz gecelerin sabahı
Ölümlü dünyanın hayatı
-------
Sorma bana nasıl diye
Karabasan düşlerden uyanarak
Sıkıştığın vücutta yaşlanarak
Mutsuzluk içinde bunalarak
Sevda sözlerine kanarak
Sabahları gece yaparak
Mezarına toprak atarak
Mahşer meydanında sorgulanarak
-------
Sorma bana nerede diye
Eğri mertekli bir toprak evinde
Salkım söğüt gölgesinde
Coşkuyla akan nehir kenarında
Dolup taşan şehir terminalinde
Kömür kokan Ankara havasında
Unutulmuş bir cami bodrumunda
Düğüm olmuş İstanbul boğazında
Britanya'nın güneşsiz Londra'sında
-------
Sorma bana kimsin diye
Dalından koparılmış bir köy çocuğu
Gurbet şerbetini içmiş doyasıya
Geçmiş feleğin çemberinden
Yarışmış hayatla kıyasıya
Yüreği anası aklı babası olmuş
Büyütmüş kendini bilgece
Kah Nazım kah Akif okumuş
Şiirlerle konuşmuş her gece