Aaron koşar adımlarla evinin yolunu tuttu. İçeri girdi, okunu ve yayını aldı ve koşarak evden çıktı. Elinde ok ve yay ile fazla dikkat çekmemek için adımlarını yavaşlattı ve karar verdiği evin önüne doğru yola koyuldu. İnsanlar meydanda toplanmış ziyafete başlamışlardı bile. Aaron uyuduğu için kendine küfürler yağdırdı. Böyle önemli bir günde sadece bir koku yüzünden neredeyse her şeyi mahvedecekti.


Çok da zorlanmadan kapıyı açtı ve merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladı. Ne olur ne olmaz diye yanına aldığı bıçağı eline doğru kaydırdı ve karşısına çıkabilecek herhangi biri olursa diye tetikte ve yavaş bir şekilde adım atmaya başladı. Bütün odaları gezdi ve sonunda kimsenin evde olmadığını anladıktan sonra derin bir nefes aldı ve karar verdiği pencerenin önüne oturup dışarıyı izlemeye başladı. Hayatı boyunca hiç görmediği kadar bir kalabalık vardı. Kimisi dans ediyor, kimisi kendisini içmeye ve yemek yemeye vermişti. Müthiş bir gürültü vardı etrafta. Şarkılar söyleniyor, sohbetler ediyor ve bu durumdan yararlanan satıcılar ilgiyi kendi üstlerine çekmeye çalışıyorlardı.

Meydanın belli bir alanı kraliyet aileleri için boş bırakılmıştı ve etrafında şövalyeler insanların oraya geçmesini engellemek için bekliyorlardı. Aaron artık beklemekten yorulmuş ve uyuklamaya başlarken meydandan çılgınca alkışlar ve haykırışlar gelmesiyle yerinden sıçrayarak uyandı. Meydana göz gezdirdi ve sokaktan ışıl ışıl parlayan bir at arabasının geldiğini gördü. At arabasının meydana girmesiyle Aaron'ın elleri titremeye başladı. Bir elini diğer eline bastırarak titremesini engellemeye çalışsa da başarılı olamadı. Heyecanlı mıydı yoksa korkuyor muydu kendisi de bilmiyordu.

Araba meydana geldi ve atların ağır adımlarıyla durdu. Şövalyeler kapıları açtı ve içinden çıkacak olanlara yol verdi. İlk başta tabii ki kral ve kraliçe adım attı at arabasından. İnsanlar çığlıklar atıyor ve ellerindeki gülleri kral ve kraliçenin ayaklarının dibine atıyorlardı. Bunu yapma sebepleri minnetlerini göstermekti. Kral ve kraliçe hazırlanan platforma çıktı ve halkı selamladıktan sonra yerlerine geçip oturdular. Hemen ardından ağır adımlarla Prenses Gina çıktı. Aaron onu gördüğü anda beyninden vurulmuşa döndü. Kendini bir anda çocukluk hatıralarında kaybetti. Çocuk gibi hissetti. Koşup sarılmak istedi bir anda prensese. Hemen ardından Varis Arat arabadan çıkınca peri masalı sona erdi. Aaron'ın içi nefretle doldu ve kendisini tekrardan ihanete uğramış hissetti. Ellerinin titremesi geçti ve asıl yapması gerekenin ne olduğunu o zaman anladı. Vücudu, yapmak için doğduğu şeyi yapmak istiyordu: Kan istiyordu.

****


Aaron baş ağrısı ile doğruldu yerinden. Tekrarlamıştı ve kendini yerde yatarken bulmuştu. Hızla ayağa kalktı, pencereden dışarı baktı. Neyse ki bu sefer uzun sürmemişti. Tam uyandığı sırada kral halka seslenmiş, müzik ve dansın başlamasını emretmişti. Aaron derin bir nefes aldı ve gözleri Gina'yı aramaya başladı. İşte, oradaydı. Tabii ki yanında Arat vardı. Aaron içinden sövdü ve tekrardan beklemeye koyuldu.

Bir süre geçtikten sonra platformda hareketlilik olduğunu gördü Aaron. Gina ve Arat sahnenin ortasına çıkmış ve dans etmeye başlamışlardı. Aaron zamanın geldiğini anladı. Gina'yı Arat'tan kurtarması ve ona yaklaşması gerekiyordu. Kafasında her şeyi planlamıştı. Eğer başarılı olursa meydanın arka tarafına bakan kapıdan çıkacak ve zamanlamasında hata yapmazsa gizli bir şekilde kraliyet sarayına sızıp, Gina'nın odasına girip bekleyecekti. Onunla konuşabileceğini ve onu ikna edebileceğini düşünüyordu. Hiç değilse prensesin onu dinleyeceğini düşünüyordu.

Gina ve Arat dans ederken içinde bir kıskançlık hissetti Aaron. Hayatı boyunca hiç yaşamadığı bir kıskançlık... Evet, sevdiği insanları kıskanırdı ama bu sadece sevdiği bir insan değil, sanki ailesinden birini kıskanıyormuş gibi. Annesi başka biriyle evleniyormuş gibi kıskançlık ve nefretti bu. Babasını da öldürme sebebi olan nefretti. Gina, Aaron'a ihanet etmişti ve herkesin bunun hesabını vermesi gerekiyordu. Aaron okunu yerleştirdi ve yayını gerdi. Vücut pozisyonunu ayarladı ve sanki bir ormanda avının menzile girmesini bekliyormuş gibi tuttu nefesini. Kendisini o kadar odaklamıştı ki gözü sadece Gina ve Arat'ı görüyordu. Diğer her şey simsiyahtı. Sanki bir dürbün ile bakıyordu bu ikiliye.

Yayını bırakmasıyla etrafta sessiz bir ıslık gibi gelen oku kimse görmemişti. Aaron yayını yere indirene kadar ok Arat'ın ensesinden girip boğazından çıkmıştı. İşte tam o sırada Aaron hata yaptığını anladı. Bir yanlışlık yapmıştı. Gina'nın Arat'a sarıldığını hesaba katmamıştı. Gözleri fal taşı gibi açılmış olduğu yerde kalakaldı sadece.

Platformda dans eden ikili, yüzlerce kişinin önünde birbirlerine yapışmışlardı. Aaron'ın fırlattığı ok, Arat'ın ensesinden girmiş ve boğazından çıkmıştı. Ama Arat'ın boğazından çıkan ok, Gina'nın sağ gözünden girmiş ve orada kalmıştı. İkisi de birbirlerine yapışık bir şekilde yere yığıldı ve birbirlerine bağlanmış bir şekilde son nefeslerini verdiler.

****

Aaron kendini bir anda meydanda buldu. Ne zaman evden çıktığını ve meydana doğru yürüdüğünü bilmiyordu. Omzunda oku ve yayı asılıydı. Artık onun için hiçbir şeyin anlamı yoktu. Yavaşça platforma yürüdü ve tutunup yukarı çıktı. Etraftaki kalabalığı yarıp ölü bedenlere doğru yaklaştı ama o sırada onu kendisine getiren bir şey oldu. Omzundaki oku ve yayı gören biri çığlık atarak dikkatleri Aaron'ın üstüne çekti. Yine de Aaron hiçbir şekilde umursamayarak yürümeye devam etti. Tam o sırada kralın öldürülmesi için emir verdiğini duydu ama yine de yürümeye devam etti. Hiçbir şey hissetmiyordu. Ne fiziksel olarak bir şey hissediyordu ne de herhangi bir duygusu yanıt veriyordu Aaron'a. Arkasından birinin diz kapaklarının arkasına attığı tekme ile dizlerinin üstüne düştü Aaron. Dizlerinin üstüne çökmesiyle Gina'nın yüzüyle karşı karşıya geldi. Tek gözü Aaron'a bakıyordu ve capcanlı duruyordu. Aaron bir anda Gina'nın dudaklarının hareket ettiğini fark etti. Aaron dikkat kesildi ve o dudakların ne demek istediğini anlamaya çalıştı. İşte tam o sırada yukarıdan inen bir kılıç darbesiyle Gina'nın dudaklarından çıkan sözcükleri anlaması bir oldu. Gel diyordu Gina. Seni bekliyoruz oğlum.



SON