Bütün bu boğuştuğum şey neydi? Kör bir bıçağın yüzü... Ben ise üzerinde yalın ayak geziniyorum. Sanki en acıtan yerinin tam ortasındayım, en dayanılmaz noktasında. Heybemde kırıklar, kursağımda hevesim... Kulağımda tiz bir uğultu, radyodan gelen sese karışıyor: "Çok yorgunum, beni bekleme kaptan."