şeyhim girdiğin bütün kapıları açık bırak dedi

bundandır her eşikte ayaklarımın ağrısı

ve öyle denilir ki

nefretle sevmenin bedeli

birazdan git diyebilme ihtimalidir


oysa ben 

yani aynalara kırgın olan

kapanan kapılardan toplardım hayallerimi

kendime giden yolları bulabilmek için

heves kırıntılarımı serpiştirirdim


şimdilerde döndüğüm evlerde heyelan

yabancı dilde bir kitap kırıklık

ve son bir yokuş sandığım tepelerin ardında

ne bir güneş ne bir deniz

beni karşılayan yalnız kara gece


aslında o hep şöyle derdi

gönlü asitane olanın bağında bir gül ol

ama girdiğim kapıları kilitleme fikri

şeyhimle aramda bir nasır

açtığım bütün kapılar biraz daha kendim