Koynumda, ninniler söylediğim yılanlar uyurken
Gelincik yuvası yüreğimin odalarında, alkolik meramlar içinde kıvranan hoyratlar debeleşir
İken
İmamesi titanyumdan kalp olma bir tesbihe, gelir sabrımı dizesim
Yokluğunda
Asilik peşinde değilim artık
Gördüğüm güzel kadınlara ısmarladığım şiirleri, sana armağan etmekten son anda vazgeçtim
Zihnimde dövüşen atlıkarıncaların ıslak bir yeraltı şehri hevesini
Paramparça ediyor dinginliğim
Bazen her dağlamaya sıksam da dişlerimi
Çene kemiklerimden çıkan ortopedik isyanlar galip gelir
Ve ben
Senin yaralar bağlamış vücudundan tiranlık emerek direnirim
Her şeye
Benim kara bahtlardan kurduğum keder hükümdarlığımda sevgili sevgili
Kanunları, kanun hükmünde kararnamelerle çiğneyen derin devletimsin
Ben çoktan teslim olmuş ve milyon yıl sürmüş bu saltanatı yavru acılarıma bahşederken
Sen yerinde say, zamanın tacizlerine karşı
Ve bedbahtlığını savur, tozlu tarihin haşerelere galip gelen yırtık sayfalarına
Hüzün; kadınlığını eskitiyor, yapma
Seni daima dupduru ve çılgın görmek isterim sevgilim
İhtiyar bir ağacın gövdesine yasladığın sırtını
Papatyalar bitmiş tenha bir metropol platosunda çıtırdayan ayak bileklerini
Ve solgun görmekten utanç duyduğum gözlerini
Eskitiyor hüzün
Yapma
Beni kalbine buyur etmesen bile
Kapının önünden geçen bitkin bir serkeş olsam bile
Seninle aynı dünyayı paylaşmanın tadına varmayı kendime ülkü bilirim
Ben sana sahip olamamayı dahi galibiyet sayıyorum
Ne kadar ihtiyarlasan da
Korkma
Beni ağlak ve gözaltlarımı pörsük gösteren kelimelerimdir
Buna hissizlik de
Gamsızlık de
Ne dersen de
Beni sen bile üzemezsin artık
Özlemin kundaklanmış bir fakirhane kokusudur senin
Etrafta küle dönmüş amerikan bezleri, soğumuş oyuncaklar ve iki avuç tarhananın izleri içinde
Ağıtlar isli bir geleceği yerle bir ederken
Seni anımsamamın bencilliği hiçbir yüksek lisanslı bilim insanının kitabında yazmaz
İşte aşkın bendeki karşılığı budur sevgilim
Tanrı dünyaya kıyameti bile üflese, zihnimden senin yarı ölü uyku halin gitmeyecektir
İnan
"Bana ne!" diyerek bir elim cebimde uzaklaştığım her olay mahallinden
Ve yanan yarınlardan yalnızca kader sorumludur
Kollarına tüm hazinemi sırtlayıp gelişlerim yanıma kar kalsın
Sen yeter ki tılsımlı ilahilerinle bağımlısı olduğum nefesine terbiye ver
Yarın yoldan dönmeyi bilirim ben, lakin senin bendeki dokunsal fısıltılarını atamamaktır nefis mağlupluğum
İşte, yine kaybediyorum
Metrukluğun havası siniyor kalbime yavaş yavaş
Sevgilim, bağladığın asgari sevginle bana, her dolunay sonu, sensel bir dönüşüm bekliyorum
Sana günahlar borçluyum sevgilim
Gövdesi yaşama direncini kaybetmiş palmiyeler altında gerilimli ayrılıklar borçluyum
Bende olmadığın kadar sana yokluklar borçluyum
Ama sen
Bana hiçbir şey borçlu değilsin artık
Bir gün, sisten kararmış bir akşamüstünde
Çıkmaz bir sokağın çakıllarla örtülü sonunda
Yere düşmüş ve ağlamamak için gözlerimle yarasaları selamlıyorsam
Dizlerimin yırtmaçlı modasına alkolik öpüşler vermesen de
Bunu aklının ucundan bile geçirebilsen
Keşke
Varlıksızlığından şikayetim olmaz
Sevgilim
İçinden gelen elinden gelmese de olur
Yine sana yazarken buldum kendimi
Oysa seni sevmenin adaletsizliğini bile bile geldim karşına
Ay ışığında
Hırpani bir müziğin istifra tetikçiliğini
Sigarayla bastırdığım açlık hissini bir kenara bırakıp
İstiğfar için bir işaret bekliyorum, senden
Gelmese de, günahkarlığımın bedelini ilham perilerimden çıkarsan da
Sana kızamıyorum
Çatık kaşlarımı gizlemenin yolu yalnızca hicvetmektir varlığını
Sevgilim
Kurşun kelamdır benim yazdıklarım
Şiirsizliğine veriyorum, yaralanmıyorsan
24.11.2022-12.12.2022
Darıca-Gebze
Ağustos (Musa Seyrek)
2023-03-18T09:14:13+03:00Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim :))
winniethepooh
2023-03-18T01:10:17+03:00Güzel şiir!
Melis Yüksel
2023-03-18T00:57:45+03:00Bazı şiirler buram buram yaşanmışlık kokar bu da onlardan birisiydi, kaleminize sağlık.