Günümüzde detaylı incelemelerle çözümlenmeye çalışılan, Shakespeare’in Hamlet oyununun oldukça önemli bir parçası olarak görülen Ophelia, uzun yıllar boyunca ilgi görmeyerek diğer karakterlerin gölgesinde kalmıştır. Oyundaki yirmi sahnenin yalnız beşinde yer alan Ophelia’nın geçmişi ve kendisi hakkında Shakespeare, izleyiciye çok az bilgi vermektedir. Bu sahnelerin neredeyse tamamında Ophelia, babası ve abisinin öğütlerini dinleyen ve olanları sessizce değerlendiren bir dinleyici konumundadır. Genç kız, babasının ve erkek kardeşinin çıkarları doğrultusunda devamlı manipüle edilir ve hayatındaki tüm erkekler tarafından kullanılır veya yok sayılır. Ophelia’nın karşımıza çıktığı ilk sahneden itibaren, abisi Laertes ve babası Polonius ona Hamlet’ten uzak durması için telkinlerde bulunur. Ophelia’ya kendi duygularına ve arzularına güvenmemesi gerektiği söylenir. Leartes, kendisini kirletmemesi için Ophelia’nın cinselliğini bastırır ve erkeklerle arasına hep mesafe koyar. Hamlet ise Ophelia’ya mektuplar yazmaya devam eder ve onu kendisine iyice aşık eder.


Oyunun devamında Ophelia, Hamlet’in ailesine olan öfkesinin hedefi olur. Ophelia’ya olan aşkı biten Hamlet, kadınlığını aşağılayan hakaret dolu cümlelerle onu geri çevirir. Onu görünürde namuslu olan bir fahişe olmakla suçlar. Yaşadığı acılara rağmen aşkına sadık kalan genç kız, bir sonraki görünümünde akli dengesini yitirmiştir. Ophelia, artık sözü kesildiği zaman kralı uyaran, söylediği şarkılarla karşısındakilerle dalga geçen bir kadın olarak karşımıza çıkar. Delirdikten sonra ilk kez dinleyici pozisyonundan çıkıp kendini dinleten bir karaktere dönüşür fakat artık dinleyiciye dahi ihtiyacı yoktur. Ophelia, bölük pörçük cümleleriyle, üstü kapalı ve kinayeli bir şekilde Danimarka’daki olaylara göndermeler yapan bir deliye dönüşmüştür. Herkese çiçekler dağıttığı sahnede yer alan çiçeklerin hepsinin özel bir anlamı vardır. Oyun süresince Ophelia’nın ağzından dinlediğimiz şarkılar da oyunun tüm önemli meselelerini esrarengiz bir şekilde yansıtmaktadır.

 

Oyunun devamında, Kraliçe Gertrude, Ophelia’nın elinde çiçeklerle suda boğulmuş olduğu haberini verir. Babası ve abisinin onun insanlığını ve kadınlığını aşağılayan tavırları, onlar tarafından devamlı kullanılması, sevdiği adamın ona yaptıkları, Danimarka’nın mevcut durumu gibi birçok sebebe bağlı olarak gerçekleşen Ophelia’nın intiharı, kimileri tarafından yalnızca sevgili babasının ölümüne dayanamayan bir genç kız şeklinde okunur. Bu düşünce, Ophelia gibi karmaşık bir karakterin basite indirgenmesinden başka bir şey değildir.



Fotoğraf: John Everett Millais'in 1851-1852 yılları arasında yaptığı, Ophelia karakterini, Danimarka'daki bir nehirde boğulmadan önce şarkı söylerken betimlediği yağlı boya tablosu.




Yazar: Umay Karalar