uzun binaların olukları…

emekçi kölenin şapkasına,

ekmek kesikçe damlardı.

katlar, yirmi yirmi dizilmiş,

viski yudumlardı patronlar.

alın teri sel götürürken sokakları,

fabrikalar, sermayenin köle pazarları.


işin aslı her yerde adalet vardı.

kesede altın, elden dokuma takımlar,

biraz da şamatalık lazımdı.

o zaman şahsına münhasır 

yargıçlar, celse celse hazırdı.


yeşilli desteyi kapardı akbabalar.

işçiler, üçgenin tabanıydı,

hiç doyamayan bir karınla,

sıskalığa müebbet mahkumlardı.


otomobiller yeşilli destesi olanın,

konteyner çöplerdeki evladım!

senin el arabanı çeken atın,

yirmi bir yüzyılında tek varlığındır.

işin aslı yeşilli desten kadar

teraziler eşitliğe yaklaşır.