Özlemin bir kıta uzak bana
Tuzak gözlerin
Çatlağından dudaklarının öpsem
En çatlak halini
Ki sen öpsen o an dünya donar
Tam kırk beş santim sola oynar ekseni
Sarılsak, kavuşur yeryüzündeki tüm hasretler
Özlem kalınmış tüm tabiat kavuşur sen sarılsan
Sen gözlerini çevirsen gökyüzüne
Umut etsen, düş etsen benli rüyaları
Biz sevişsek sevgi adına
Huzura erse yetmiş bin alem
Saygıya dursa Mecnun
Bir öğüt alsa Kerem
Sen sevsen, Derya olsa koca Sahra
Biz gülsek inat edip
Biz olsak, biat edip aşka
Diz çöküp bir kadeh şarabın gölgesinde
El açıp, avucumda yüzün
Gerdanından öpsem iç çekip
Kuş olsam dönsem o an Kaf’ı
Bir buğday tanesinin bereketi inse yer yüzüne Kudüs’ten
Sen sevsen bitse savaşlar
Her bir ırk dansa kalksa aynı müzikte
Çocuklar, çocuk olsa en ücra memleketlerde
Ne güzel şey seni sevmek
Var olan bütün çiçekleri doldurmak gibi koynuma
Kevser’de uyanmak gibi mahşere
Ne fena şey ihtimalsizlik
Düşündükçe kurur bildiğim tüm nehirler
Hava buz keser, buzu bile keser suretimin kini
Düşündükçe sazım çatlar duvarda
Düşündükçe korkarım
Ne menem şey sensizlik
Seni düşündükçe aklım yer eder fikrimde yalnızca
Ne güzel şeysin sen
hem düşüm, hem aklım, hem zikrim
Fikrim, narin çiçeğim
En olmaz yerde açan.