2
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
Suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
Ellerimiz taşın ve toprağın elleri
Yağmura susamış sabahlarla çoğalırdık
Törenlerle dikilirdik burçlarınıza
Türküler söylerdik hep aynı telden
Aynı sesten aynı yürekten
Dağlara biz verirdik morluğunu
Henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz
Tarihin her anı tanıktır bize
İlk kez bu topraktan dinlemiştik
Toprak bölünüp parçalandığı zaman
Çitlerle çevrilip sınırlandığı zaman
Ve topraklılar tanrılaşıp
Topraksızlar köleleştiği zaman
Acının ilk yangını
O zaman tutuşmuştu içimizde
Sevginin ilk yaprağı o zaman solmuş
O zaman kurumuştu ellerimizde
Hangi zulümlerin bıçağıydı yaşanan
Hangi isyanların elmas şafağı
Yine yaralı bir kuştu kimliğimiz
Bakardı bulutların taa üstünden
Yerin taa derinliklerine
Toprak bile usanırken kanla sulanmaktan
Yine de basıla basıla canlara
Bir sürü bayraklar dikilirdi burçalara
İlk sancısıydı sanki toprağın
Yanarak geçmişti bütün mevsimler
Şatolar yükselmişti etlerimizden
Kemiklerimizden kaleler
Kimler basmamıştı o dağ yüreğe
Basıp da yükselmemişti kimler
Nice krallar nice prensler
Nice sultanlar nice beyler
Surlar saraylar katedraller
Çan kuleleri ve minareler
Ve daha niceler daha niceler
Siz ki anlardınız o aşkın dilinden
Uzak da olsa bir umut adına
Ölümüne çileler çekerdiniz yıllar boyu
Şiirlerde türkülerde tanımıştım
Soluğunuzda yaban menekşelerinin kokusu
Gözlerinizde yıldızlar
Ve serin pınarların sonsuz uğultusu
Dağlar sizi yaşardı her haksızlıkta
Ormanlar sımsıcak dostluğunuzu
Ne zaman başlasa bir zulüm tufanı
Bir çığlık düşse sulara
Sığmazdınız kabınıza taşardınız
Irmaklar adınızı çizerdi toprağa
Değil mi ki hep o aşkların uğruna
Özlemi duyulunca özgürlüklerin
Öfkesini gökyüzüne çalan
Bir şimşek gibi dalardınız yaşama
Şimdi nedir sanki yaşadığımız
Hangi tutsaklığın gecesidir bu
Hangi bağımsızlığın yarım sabahı
Ne tanrılar değişmiş ne tarih
Putlar kırılmış ve rüzgar esiyor belki
Dağlar aşınıyor kendi keyfince
Bir türlü kurumuyor o kan pınarı
Beylerden krallara kalıyor
Krallardan saraysız yeni beylere
Dev bacalar yükseliyor üstümüzden
Kemiklerimizden gökdelenler
Kimler basmıyor bu dağ yüreğe
Basıp da devleşmiyor kimler
Nice şirketler nice bankerler
Nice petrolcüler nice armatörler
Kasalar bankalar holdingler
Silah fabrikatörleri ve işbirlikçiler
Ve daha niceler daha niceler
Boşuna değil bu telaşlı sessizlik
Bu gök çatlaması gece vakti
Ve haykırışlarımız
Biliyorum yine sizlerden uzak
Yine yaralı bir kuştur kimliğimiz
Bakarız bulutların taa üstünden
Yerin taa derinliklerine
Ve gerilip sonsuzluğun zincirsiz aşkına
Güneşe doğru her yükselişimizde
Kana bulanır kınalı göğsümüz
Güller açılır kan bahçemizde
Bu diken tarlalarının ötesi
Biliyoruz ki baharda bir nar bahçesi
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek
Adnan Yücel / Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
Yayınlandı