Ağaç İyesi/ Ağaç Kişi

Eski Türklerde ağaç “gök”, “yer" ve “yeraltı”nı, yani üç alemi birbirine bağlamasıyla her zaman kutsal görülmüştür. Ve Türk mitolojisinde doğada bulunan her şey gibi bir koruyucusu, sahibi “iyesi” vardır.

(Ağaç kişi, 70/100 tuval üzerine akrilik boya)

Türk geleneksel dünya görüşünde kutsal kabul edilen ağacın “tek, ulu, bay, kaba” vb. sıfatlar taşıyan versiyonları ana dünya ağacı olarak algılanır, yer su iyesinin mekanı olarak ormandan ayrışır.
Türk mitolojisinde ağacın ezeli ve ebedi olduğu kabul edilir. Buna göre kainatın kendisi doğar ve ölür. Bu bir döngüdür. Sürekli tekrarlar. Geleneksel düşünce kainatın sürekli yenilendiği olgusunu kabul eder. 
Bütün Türk dünyasında mezar ve mezarlıklar ağaçlandırılır. Kutsalı sembolize eden meyvesiz ve yaz kış yaprağını dökmeyen sedir, karaçam gibi ağaçlar seçilir.  Mezar başındaki ağaçların kurumamasına  özen gösterilir çünkü aileye yeni ölüm getireceğine inanılır. 
Şamanlar hastalanan bebekleri akçağaçtan yapılan kutulara koyar ve Güney Sibirya’da cesedi akçağaca sarma geleneği vardır. 
Hala Anadolu’da karşımıza çıkan “rüyada devrilen ağaç görmek ölüme işaret eder” inanışı da bunlarla ilgilidir. 
Göklere, Ülgen’e kurban adama, dua törenleri özellikle kayın ağacı olan bir tepede düzenlenirdi. Anadolu’da ise düğünden bir hafta önce erkek tarafının ağacın önünde kurban kesme geleneği bulunur.
Tek tek bireylerin değil boyların hatta milletin doğuşunun da ağaçla ilişkilendiği görülür. Bireyler ve boyların belirli zamanlarda doğumlarıyla ilişkili olduğuna inandığı ağacın köküne saçı dökmek gibi gelenekleri bulunur. Her bir birey kendi atası saydığı kayın ağacını besler. Boy atalarının ağaç tarafından doğurulup büyütüldüğüne de inanılır.
Türkistan, Kıpçak ve Anadolu coğrafyasında ağaç iyesi Erenler’e pirlere dönüşmüş “dede” “baba” “pir” olarak anılmaya başlamıştır.
Evliya olarak anılan ağaçların niçin kesilmediği sorusuna “yaşamış oldukları için” cevabının verilmesi “ben bu çamlarda gömülüyüm. çamlara balta vuran bana vurmuş olur” gibi anlatılar ağaçta yaşayan atalar ruhunun göstergelerindendir.