Rüzgar süpürür faniliğin tozlarını. Ölüm, sevdiklerimizden sonra değişti. Korkmak kavuşmaya dönerken, yok ediyoruz bu dünyayı. Anlamını bilmediğimiz onlarca şey ile devam ediyoruz, iyi olmalarını umuyoruz sadece. Hayat, iki dudak arasından çıkan, bir cümle söz. O da sana bana ağır. Tanrı korunuyor. Verilen tüm sözler yerde kaldı. Yollara anlamsız bakan bir çift göz hakikatten alacağını almış, beklemesi kalmıştır. Son buluşmamızda, geldiğimde sana, toprak olmuştun vakit varken daha. 

''Ana beni bırakma'' deyişini duyar gibiyim. 

'Ana bana oku. Üfle. Sen de yoksan yanımda, merak eder düşlerim sizi uykumda. 

Kendimizi duvarları olmayan bir odaya kapatıp ölümü anlamaya çalıştık. 


Anahtarı gizleyen ve yerini unutan Allah'ın adıyla

Nereye kadar devam edebilirim bilmiyorum Tanrı'm 

İçimde büyüyen ateş korkutuyor beni.

Var olmuş tüm insanların duygularını taşıyorum sırtımda. 

Yok olmayı dilemek başka bir dünya.

Var olmamış her şeyde hakkım var, bir gözümü geleceğe asıyorum. Diğer gözüm çoktan toprakta.

Vücudumu kilitleyen ve anahtarı toprağa saklayan Allah'ın adıyla.

Yine de küstüğüm sana niye seslendiğimi. Anahtarı bulmak için çürümem gerektiğini.

Benimle neden konuşmadığını ve

ölümün neden habersiz geldiğini bilmiyorum.